Merhaba Gönül Dostlarım,
Dostlukla ilgili olarak bu sayfalarda sizlerle bir çok kez farklı yazılar paylaşmıştım. Bu yazımda Dostlukları biraz daha pekiştirerek sözü Gerçek Dostluklara getirmeye çalışacağım.
Kimi vakit sönen hayat ateşimiz rüzgar gibi bir başkası tarafından körüklenerek alevlenir ve her birimiz bu ateşi tekrar canlandıran dostlarımıza en derin ve içten şükranlarımızı borçlu olduğumuzu hatırlarız...
Aşağıdaki Karga ve Leylek hikayesini okuduktan sonra, Dostluk ile ilgili yazdıklarım için kaçınız bana hak verirdi acaba ?
Gerçek dostluk,
İlgi ve emek ister. Temeli bağlılıktır. Dostlar kendilerini birbirlerine karşı sorumlu hissederler. Bu nedenle, eğer gerçek bir dostla karşı karşıyaysanız, özveride bulunmalı ve çaba göstermelisiniz. Zamanınızı ve olanaklarınızı feda edebileceğiniz bir dostluk, çok kıymetlidir. Günümüz toplumu, fedakar olmayı değil egoist olmayı özendirse de içten bir muhabbetle birbirine bağlı arkadaşların varlığı, bütün bu modern hastalıkların üstesinden gelmeye yetecektir.
Gerçek bir arkadaşlık, iletişim kurmayı gerektirir. Sohbet etmeyi, paylaşmayı, dinlemeyi ve düşüncelere saygı göstermeyi. Bu kriterleri hep göz önünde tutmak gerekir. Zaman zaman arkadaşlıklarda, öğüt vermek ve hataları düzeltmek gerekebilir. Vefalı bir dost, bu konuda arkadaşına yol gösterme sorumluluğu taşır.
Dostluğu sağlam temellere oturtmak zor. Ama bir kez oturdu mu, onu bozmak daha zor. İşte size güçlü bir dostluğun 10 temeli.
- Dürüstlük
- Ortak zevkler
- Samimiyet
- Sır paylaşmak
- Dinlemek
- Güven
- Yargılamamak
- Ortak eğlence anlayışı
- Esneklik
- Ortak zevkler
- Samimiyet
- Sır paylaşmak
- Dinlemek
- Güven
- Yargılamamak
- Ortak eğlence anlayışı
- Esneklik
Alıntı
Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide başkasının hayali olabilir.
Dostlukların Temeli Nedir?
Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında.
Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı’ yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini..
Biri karga, biri leylek... O kadar farklıdır ki kuşlar. İhtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle.
Yaklaşır ve merakla inceler kuşları. Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar.
O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, birlikte yaşarlar beklenenlerin yanında tutunamayanlar.
O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakın kılan.
Topal kuşlar birbirlerinin 'arıza’larını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine.
En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır. Aynı şekilde zengin, ayni şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner. Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas
yakınlaştıran, yaklaştıran...
Alıntı
Günün Sözü :
"Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler." Hz. Mevlana
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
18 Ocak 2018, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder