Merhaba Gönül Dostlarım,
İyi bir hafta sonu tatili geçirmeniz dileğimle,
Bugün yine farklı ama bir o kadar da ilginç bir yazı ile tekrar birlikteyiz..
Bu hikaye ile ilgili çok çeşitli rivayetler ve farklı görüşler var, detaylı bir araştırma yapmış olmama rağmen, bu rivayetlerden hangisinin doğru olduğu konusunda son kararı Sunay Akın hocamın anlattığı hikayenin doğru olduğu kanaati ağır bastığını söylemek isterim. Bu nedenle sizlerle paylaşıyorum.
Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin şikayet ettiğiniz yaşamınız, belkide başkasının hayali olabilir.
Yıl 1910.
Fransızlar, yeni buluşları olan uçağı tanıtmak için tüm uluslardan katılımcıları davet ederler...
Herkes böyle bir icatın gerçekleşmiş olması nedeniyle şaşkın ve meraklıdır...
Dönemin Osmanlı hükümetine de katılımcı için haber
gönderilmiştir...
Hükumet icatlara oldukça meraklı olan 'Ali Rıza Paşa' yı gönderelim ,o meraklıdır ' der...
Ve kendisini derhal saraya çağırırlar...
Paşa'ya Fransızların buluşundan bahsederler ve Osmanlı' yı temsilen gitmesini isterler...
Ali Rıza Paşa, ' bunu biz yapmalıydık !' der içinden hayıflanarak...
'Yalnız ,davet 2 kişilik, yanına 1 kişi daha al onu da sen belirle Paşam' derler...
Ali Rıza Paşa biraz düşünür ve ' bir delikanlı var onu götüreyim' der..
Ali Rıza Paşa ve delikanlı birlikte Paris'in yolunu tutarlar...
Paris'te otele yerleşirler...
Ve buluşun gösterileceği gün gelir çatar.Tabii meydan ve pist çok kalabalık ,herkes merakla bekliyor.
Derken pilot hazırlıklarını yapıyor...
Üstüne mont giyiyor birde gözlük takıyor...
Uçak havalanıyor...
Parendeler, taklalar, manevralar müthiş bir gösteri...
Piste iniyor... Alkışlar arasında pilot, iniyor uçaktan...
Herkes kıskanç ama şaşkın ....Bir yetkili bir gönüllü istiyor..
Pilotun arkasında ona eşlik edebilecek cesareti olan bizim delikanlı atılıyor...
Fransızlar, yeni buluşları olan uçağı tanıtmak için tüm uluslardan katılımcıları davet ederler...
Herkes böyle bir icatın gerçekleşmiş olması nedeniyle şaşkın ve meraklıdır...
Dönemin Osmanlı hükümetine de katılımcı için haber
gönderilmiştir...
Hükumet icatlara oldukça meraklı olan 'Ali Rıza Paşa' yı gönderelim ,o meraklıdır ' der...
Ve kendisini derhal saraya çağırırlar...
Paşa'ya Fransızların buluşundan bahsederler ve Osmanlı' yı temsilen gitmesini isterler...
Ali Rıza Paşa, ' bunu biz yapmalıydık !' der içinden hayıflanarak...
'Yalnız ,davet 2 kişilik, yanına 1 kişi daha al onu da sen belirle Paşam' derler...
Ali Rıza Paşa biraz düşünür ve ' bir delikanlı var onu götüreyim' der..
Ali Rıza Paşa ve delikanlı birlikte Paris'in yolunu tutarlar...
Paris'te otele yerleşirler...
Ve buluşun gösterileceği gün gelir çatar.Tabii meydan ve pist çok kalabalık ,herkes merakla bekliyor.
Derken pilot hazırlıklarını yapıyor...
Üstüne mont giyiyor birde gözlük takıyor...
Uçak havalanıyor...
Parendeler, taklalar, manevralar müthiş bir gösteri...
Piste iniyor... Alkışlar arasında pilot, iniyor uçaktan...
Herkes kıskanç ama şaşkın ....Bir yetkili bir gönüllü istiyor..
Pilotun arkasında ona eşlik edebilecek cesareti olan bizim delikanlı atılıyor...
' Ben...Ben... '
'Tamam' , deniyor.
Delikanlıya gözlük ve mont veriliyor...
Delikanlı montu giyiyor gözlüğü takıyor..
Kalabalıktan sıyrılmak üzere iken Ali Rıza Paşa kolundan çekiştiriyor delikanlıyı..
' Boşver sen binme bırak başkası binsin' diyor.
'Neden?' diye soruyor delikanlı, 'Bir şey mi hissettiniz..?'
Paşa yanıt veriyor, sabırsızca,
'Yok, sen yine de binme evlat,' diyor...
Çaresiz boyun eğiyor delikanlı..
Sorumlular hemen bir başka gönüllüyü buluyorlar ve hazırlıkları tamamlayıp,bindiriyorlar uçağa...
Uçak havalanıyor, delikanlı öfkeli Paşa'ya ...Burnundan soluyor adeta!
Parandeler..manevralar..taklalar derkeeennnn,
aniden uçak alev topuna dönüyor havada ve piste çakılıyor..
İKİ ÖLÜ...!!!
Delikanlı Paşa'ya bakıyor hayretler içinde...
Paşa, başka biri öldüğü için üzgün ama aynı zamanda da mağrur ve mutlu ,bir insanı kurtardığı için...
....
Ali Rıza Paşa'nın o gün asıl kurtardığı bir ulustu....
Çünkü delikanlının adı: Mustafa Kemal Atatürk' tü....
'Tamam' , deniyor.
Delikanlıya gözlük ve mont veriliyor...
Delikanlı montu giyiyor gözlüğü takıyor..
Kalabalıktan sıyrılmak üzere iken Ali Rıza Paşa kolundan çekiştiriyor delikanlıyı..
' Boşver sen binme bırak başkası binsin' diyor.
'Neden?' diye soruyor delikanlı, 'Bir şey mi hissettiniz..?'
Paşa yanıt veriyor, sabırsızca,
'Yok, sen yine de binme evlat,' diyor...
Çaresiz boyun eğiyor delikanlı..
Sorumlular hemen bir başka gönüllüyü buluyorlar ve hazırlıkları tamamlayıp,bindiriyorlar uçağa...
Uçak havalanıyor, delikanlı öfkeli Paşa'ya ...Burnundan soluyor adeta!
Parandeler..manevralar..taklalar derkeeennnn,
aniden uçak alev topuna dönüyor havada ve piste çakılıyor..
İKİ ÖLÜ...!!!
Delikanlı Paşa'ya bakıyor hayretler içinde...
Paşa, başka biri öldüğü için üzgün ama aynı zamanda da mağrur ve mutlu ,bir insanı kurtardığı için...
....
Ali Rıza Paşa'nın o gün asıl kurtardığı bir ulustu....
Çünkü delikanlının adı: Mustafa Kemal Atatürk' tü....
Sunay Akın
1910 yilinda Fransa'da yapılan bir tatbikat... birinci dünya savaşında İngiliz ve Fransız ordularına başkomutanlık yapan mareşal Foch komutasında yapılmıştır...
Osmanlı İmparatorluğu bu manevralara bin başı Selahaddin bey ve Mustafa Kemal'i gözlemci olarak göndermişti... Mustafa Kemal'in tatbikat sonrasındaki sozleri ve yorumları mareşal Foch'un dikkatini çekmiş, protokole aykırı olarak rütbesi albaydan küçük olduğu halde kendisini düzenlediği bir yemeğe davet etmişti...
Osmanlı İmparatorluğu bu manevralara bin başı Selahaddin bey ve Mustafa Kemal'i gözlemci olarak göndermişti... Mustafa Kemal'in tatbikat sonrasındaki sozleri ve yorumları mareşal Foch'un dikkatini çekmiş, protokole aykırı olarak rütbesi albaydan küçük olduğu halde kendisini düzenlediği bir yemeğe davet etmişti...
Evet, Mustafa Kemal yine mutlak bir ölümden kurtulmuştur.
Kimi temelsiz kaynaklarda Mustafa Kemal' in uçağa giderken birden bire dönüp uçağa binmekten
vazgeçtiğinden, her zamanki gibi içindeki o sese kulak verdiğinden bahsederler...
Kaynaklar : Sunay Akın, Ahmet Özgür Türen, Ekşisözlük.com, Milliyet.com.tr
Günün Sözü : " Bilmediğin Aş, Ya Karın Ağrıtır, Ya Baş." Ata Sözü İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/ 24 Şubat 2018, Antalya |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder