8 Eylül 2017 Cuma

KAÇIRILMIŞ ZAMANLAR








Merhaba Gönül Dostlarım,


Son yıllarda yaz tatili yapanların en çok tercih ettikleri ülkelerden biri haline gelen Yunanistan ve Yunan Adalarını cazip hale getiren nedenleri eski bir turizm emekçisi olarak araştırma gereği duydum. Aşağıda Yunan Adaları hakkındaki yazıları okuduktan sonra Türk tatilcilerimizin neden Yunanistan'ı tercih ettiklerine hak vermemek elde değil.
Yunanistan hakkında tüm bu yazılanlar 80 li ve 90 lı yıllarda Türk Turizm tatil yörelerinde Turistlere karşı verilen hizmetler, turiste karşı o yıllardaki  ilgilerimiz, esnafın davranış biçimleri, aynı Yunanistan halkının turiste karşı bugünkü  tutumunun aynısı uygulanmakta idi, ne olduysa, nasıl olduysa kendi kişisel çıkarlarımız menfaatlerimiz, rant elde etme  hırsı  Turizmimizi bu denli 80' li  90' lı yıllardan çok  farklı hale getirdiğine inanıyorum.
 Turizm sektörünün ince bir pamuk ipliğine bağlı olduğunu, her şeyden çok çabuk etkilenen bir sektör olduğunu hiç bir zaman unutmayalım ve unutturmayalım.

Türk okuyucularım yazdıklarımdan dolayı benim hakkımda yanlış bir fikre kapılmasın,  20 yılı aşkın bir süre Türk turizmine katkı sağlamak adına canla başla hizmet  vermiş  ve ülkesini çok seven biri olarak, kendi ülkemin turizm farklılıklarını ve güzelliklerini başka bir ülkenin turizmi ve turizm yöreleriyle  hiçbir zaman kıyaslamak istemem. Son yıllardaki Türk Turizminin kan kaybetmesine gönlüm hiç bir zaman  razı olmuyor da  sitemim  o  yüzden.

Yunanistan ve Yunan adaları hakkında aşağıdaki yazıyı onedio.com' un ' Resmen Cennet'  başlıklı yazısından  alıntı yaptım. Ayrıca Sayın Sıtkı Şükürer' in yazımızın başlığı olan "Kaçırılmış Zamanlar'" yazısını okuyunca umarım  sizlerde bana hak verirsiniz.

Yaz ayları ve  tatil  konulu  yazılarıma sezonun bitmesi  ile  son noktayı koymuş bulunuyorum. Bu tür yazılarımda gelecek yaz sezonunda tekrar buluşmak  üzere hoşça kalın...
Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın.. 
Resmen Cennet...

Yunan adaları, tatil yapmak isteyenlerin yeni gözdesi olma yolunda hızla ilerliyor. Sebeplerine ve sonuçlarına bakınca bu istek hiç de haksız değil. Özellikle ülkemize yakın olan adalar, bizler için oldukça iyi bir alternatif
Yunan halkı, bizleri çok seviyor. Yıllarca iki tarafa da empoze edilen husumetin ise sadece politikacıların yarattıkları bir şey olduğunun da farkındalar. Gelen turisti asla kazıklamak gibi niyetleri olmayan, aksine "Kardeşimsin" diyerek bağırlarına basan insanlar onlar.


Resmen Cennet: Yunanistan'ın Samos Adası'nda Tatil Yapmak İçin 13 Muhteşem Sebep
Türkiye'de servet ödemek zorunda kalacağınız niteliksiz pansiyonlar yerine, evlerden oluşan tertemiz pansiyonlarda kalabilirsiniz. Küçük bir örnek vermek gerekirse iki kişi 4 gün 3 gece için 344 TL konaklama ücreti ödüyorsunuz. Her şey dahil sisteminden hoşlananlar için tercih edilebilir bir şey değil ancak gittiğiniz yerin yemek kültürünü dışarıdaki restoranlarda keşfetmek için harika bir sebep aynı zamanda. Tüm pansiyonları orada yaşayan aileler işletiyor. Bir an olsun size müşteri gibi davranmayıp, her sabah neredeyse kucaklayarak günaydın diyorlar. Bodrum, Çeşme gibi tatil yerlerinde malınızı mülkünüzü satarak ödeyebileceğiniz hesaplar yerine cüzi miktarlar vererek şahane yemekler yiyebilirsiniz Masaya siz oturmadan önce gelen ikramlara "Kesin para isteyecekler" diye gereksiz paranoya yaşamanıza gerek yok; sınırsız ikram buranın geleneği. Samos, aynı zamanda şarapları ve çeşitli içkileri ile de ünlü bir ada. Hangi işletmeye giderseniz gidin, siparişinizi vermeden önce mutlaka size tadımlık şarap ikram ederler. Siparişinizden sonra da masaya bolca meyve, kuru yemiş, cips ve bittikçe yenilenen buz gibi su mutlaka konulur.
Rengini görünce gözlerinize inanamadığınız plajları, doğa harikası koyları görünce büyülenirsiniz
Her yıl eşek gibi çalışıp sadece 1 hafta ya da 15 gün tatil yaptığımız Türkiye'de, esnaf  "Sadece 3 ay sezonum var" diyerek fahiş fiyatlar istemekten bıkmadı. Bütün bu insanlığı ve her şeyin olması gereken kadar fiyatlarını görünce inanın siz de oturup düşüneceksiniz. Bizim ülkemiz de en az Yunanistan kadar doğal güzelliklere sahip. Ancak kendi ellerimizle neler yaptıklarımızı görünce insanın oturup ağlayası geliyor.

Alıntı : onedio.com

Kaçırılmış zamanlar  

İzmir’in önemli fikir insanlarından Sıtkı Şükürer, uzun süredir aralıklarla tartışılan Yunan adalarına tatile gitmek konusuna tarihsel bağlamda farklı bir bakış açısı getirdi. Şükürer’in sosyal medya hesabından yayınladığı yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz…


Türkiye'den feribotla sadece 1 saat yolculuk yapıp ulaşabilirsiniz
Çeşme’den Sakız Adası feribotla 20-25 dakika.
Bu aralar medyada sürekli Yunan Adaları güzellemeleri yapılıyor.
​Halkımız burnunun dibindeki bu yerleri yeni yeni keşfediyor.
​Ancak bir kısmımız bambaşka duygularla o tarafa gidiyor.
​İşte tam bu noktada o haklı soruyu sorma durumundayız.
​Niye bu böyle oldu, bu zamana kaldı?
​Bakınız; günümüzde en kapalı toplumlara örnek olarak Kuzey Kore gösterilir.
​Güneyinden koparılmış Kuzey Kore’ de nefes aldırmayan bir rejim var.
​İnsanların dış dünya ile ilişkileri yok.
​Ağır bir propagandanın etkisiyle, liderlerinin kendileri için en iyiyi yaptığına inandırılıyorlar.
​Kuzey Kore, uygarlığın insanlığa sağladığı tüm imkanlara mesafeli bıraktırılmış.
​Tam anlamıyla kapalı bir dünyada yaşıyorlar.
​Türkiye de böyle bir ülkeydi.
​Soğuk savaş döneminde Arnavutluk ve Kızıl Çin’le birlikte büyük ölçüde dünyadan tecrittik.
​Hal böyle olunca, Sakız Adasını hiç bilmezdi İzmirliler.
​Adeta merak etme duygularımız bile tahrip edilmişti.
​Şimdilerde hüzünlü “Mübadele” öyküleri eşliğinde, sararmış fotoğraflar arşivlerden yeni yeni çıkmaya başlıyor.
​Çok kültürlü bir toplum “hoyratça” Ege’nin iki yönüne savurtulmuşlar.
​Yetmemiş, birbiriyle iletişimleri de “dağlanmış”.
​Hasretlerini gizlemişler, unutmaya koşullandırılmışlar, geçmişlerini yok varsayanlara karşı çıkamamışlar ve 90’lı yıllara bu şekilde gelinmiş.
​Artık bayram, seyran, tatil… İnsanlarımız imkanlarını zorlayarak, kaybolan yılların acısını çıkartırcasına, anneannelerin, dedelerin hatıralarını hissetmeye çalışıyor.
​Girit’e, Rodos’a, Kos’ a gidenlerin, kaçırılmış zamanların hesabına fazla girmeden ama sebebini sorgulayan bakışları, geçmişin karar vericilerine olan sevgileri yüzünden hala “suskunluğu” tercih ediyor.
​Belki de elden bir şey gelemeyeceğini bildikleri için susuyorlar.
​Belki de tarihin hükmünü tekrar icra edeceğine dair inançlarıyla, demokrasinin rehabilite edici ikliminin, gün gelir onları tekrar birleştirmesini hayal ediyorlar.
Sıtkı Şükürer

https://youtu.be/vPnEzOdW768               Günün Sözü :Yurdumuzdan hoşnut ayrılan her                                                               turist bizim yeni  bir dostumuz­dur.
yunan adaları video ile ilgili video
İbrahim Birol,   http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
8 Eylül 2017, Antalya


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder