Merhaba Gönül Dostlarım,
İstanbul' un eski mekanlarını tanıtmaya devam ediyorum, akşamcılara" Bir Meyhane Rehberi" adı altında eski bir gazete kupürünü yazıma resim başlığı yaptım, yazı başlığına da " İstanbul' un Meyhane Rehberi" adını verdim, burada isimlerini tek tek sayamayacağım onlarca mekan hepsinin bir adının yanısıra birde ayrı ayrı değişik ve çok ilginç hikayeleri var. Yazımızın başlık resminde bu mekanların bazılarının isimlerini göre bilmek mümkün.
Kumkapı Mekanları ayrı bir semt ve çok farklı mekanların bulunduğu Kör Agop' un yanısıra Tiryaki, Kalamar, Historical gibi adlarını burada yazamayacağımız daha bir çok mekanlardan yazımda ancak bunlardan bir tanesinin adını ve kısa bir hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kumkapı Mekanlarından biri olan Kör Agop' un Meyhanesi.
Tarihi dokusunu hala koruyan bir mekana daha geldik. 1938 yılında kurulan bu mekan şu güne sağ salim gelebilmiş durumda ve Kumkapı’ nın en gözde meyhaneleri arasında. Ahşap duvarlar, eski tarz masa sandalyeler ortamı tam bir eve dönüştürüyor. Böyle sıcak ve samimi bir ortamda yapılacak sohbetleri siz düşünün.
Şunları not edin ve yemeden dönmeyin; terbiyeli balık çorba, akciğer yahni, sıcak fasulye, topik, balık buğulama, ahtapot ve lakerda.
Bir de canlı fasıl geceleri var. Eğlencenin dibine vurmak istiyorsanız bu mekan ideal.
Önce Kendinizi Sevin sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Dededen Toruna Kör Agop…
Dedem Kör Agop 1938 yılında ilk meyhanesini açmadan önce babası ve dedesi gibi balıkçılık yapar, karaya her çıktığında soluğu meyhanede alırdı. Rakıya ve balığa düşkünlüğü ile tanınan Agop artık dışarda içki içmenin pahalı olması nedeniyle ilk meyhanesini Kumkapı sahilinde üç dört tane tahta masa ve taştan yaptığı soğuk su havuzuyla derme çatma bir şekilde açtı. O yıllarda buzdolabı olmadığı için tuttuğu balıkların yanına domatesini salatalığını ve illa ki rakısını havuzun içine atarak soğuturdu. Zaman içinde bu ufacık meyhane akşamcıların uğrak yeri olunca eşi Marta ile beraber daha büyük bir yere geçme ihtiyacı hissettiler. Adı bile olmayan bu ilk meyhanenin ardından yine Kumkapı sahilinde o zamanki iskele kazıklarının üzerindeki ikinci meyhanelerini kurdular.
O yıllarda dedem Agop meyhaneye ‘Cansız Balık’ adını verdi. Marta kocasının en büyük yardımcısı olarak soğuk mezeleri hazırlar, bütün dükkanı çekip çevirirdi. Karısı da dükkanda çalıştığı için meyhanenin kapılarını ilk kez kadınlara açan
O yıllarda dedem Agop meyhaneye ‘Cansız Balık’ adını verdi. Marta kocasının en büyük yardımcısı olarak soğuk mezeleri hazırlar, bütün dükkanı çekip çevirirdi. Karısı da dükkanda çalıştığı için meyhanenin kapılarını ilk kez kadınlara açan
Agop, bunu ‘‘Burada aile salonu diye bir yer aramayın. Biz meyhanemizde haremlik selamlık ayırımını ortadan kaldırdık.
Marta' nın ellerinden bu güzel mezeler çıkmasaydı, ben bu meyhaneyi açmaya cesaret edemezdim. Biz burayı müşterek çalıştıracağız. Buradaki hayatın ve masaların da müşterek olmasını istiyoruz’’ diye özetlemiştir.
Günün Sözü :
Suavi şarkısı sözleri
Bir zamanlar İstanbul'da meşhur bir Agop varmış
Kadehlerden derman satar, kederden meze yaparmış
Ufacık bir dükkan
İki masa dört tabure
Agop' un meyhanesinde
Dostlar birlikte...
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
27 Eylül 2017, Antalya
Marta' nın ellerinden bu güzel mezeler çıkmasaydı, ben bu meyhaneyi açmaya cesaret edemezdim. Biz burayı müşterek çalıştıracağız. Buradaki hayatın ve masaların da müşterek olmasını istiyoruz’’ diye özetlemiştir.
Agop ve Marta 1938 yılından itibaren 43 yıl boyunca tam 16 farklı dükkanda her gece misafirlerini ağırladı. Yetmişli yılların sonunda ise kendi gibi meyhaneci olmasını istemediği için Fransa’daki akrabalarının yanına gönderdikleri oğlu Hayko’ nun ani bir kararla geri dönmesiyle bütün aile meyhanede çalışmaya başladı. 1981 yılında Kumkapı’da bugünkü son yerine taşındı Kör Agop. Son adreslerine kadar çok dükkan değiştiren Agop’ un en büyük hayali yüksek tavanlı ferah bir dükkandı. Kumkapı’daki eski Fransız gümrük binası o dönem Yordan ve Argiri’ nin bakkal dükkanıydı. Agop, dükkanı onlardan satın alıp meyhaneye çevirdi ve bir Kumkapı yakın kültür mirası böylece iyice sağlamlaşmış oldu. Kör Agop ilerleyen yaşı ve rahatsızlığı nedeniyle meyhanenin sadece alt katının açılışını getirildiği tekerlekli sandalyesinde görebildi ve yıllarca hayalini kurduğu dükkanda bir kadeh rakı içemeden 1982 yılında hayata gözlerini yumdu.
69 yaşında bu dünyadan gittiğinde ardında hayalini kurduğu meyhanesini, ismini ve bir kültürü bıraktı dedem Kör Agop.. Kör Agop’ un bir de vasiyeti vardı: mezarının başında saz çalınsın, rakı içilsin. Babasının kaybetmeden önce zaten işleri çoktan devralan oğlu Hayko bir gün babasının vasiyetini aynen yerine de getiriyor. Balıklı Ermeni Mezarlığındaki mezarın başında sazlar çalınıyor rakılar içiliyor Agop’ un canına.
1978 yılından 1994 yılına kadar Hayko babasından aldığı bayrağı taşıyor. Babası gibi o da içkiye ve müziğe düşkün. O yıllara kadar plaktan dinlenilen müzik yerini Hayko’ nun döneminde canlı sazlara bırakıyor ve Kumkapı’daki meyhane artık son şeklini alıyor. 1994 yılında Hayko’ nun zamansız vefatını ardından bu sefer de görevi Agop, Marta ve Hayko’ nun devam ettirdiği kültürle yoğrulmuş üçüncü kuşak devralıyor.
Meyhane bir kültür işi. Denizden çıkan balıkla şişedeki rakıyı sohbetinize katıp servis edersiniz. Marta’ nın seksen sene once yaptığı balık çorbasını masaya koyar afiyet olsun dersiniz.
Kaynak :koragop.com, Daniel İnciyan
Suavi şarkısı sözleri
Bir zamanlar İstanbul'da meşhur bir Agop varmış
Kadehlerden derman satar, kederden meze yaparmış
Ufacık bir dükkan
İki masa dört tabure
Agop' un meyhanesinde
Dostlar birlikte...
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
27 Eylül 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder