10 Eylül 2017 Pazar

ŞÜPHE mi GERÇEK mi? (2/2)



black mirror resimleri ile ilgili görsel sonucu


Merhaba Gönül Dostlarım,

Birinci bölümünü dün yayınladığım "ŞÜPHE mi GERÇEK mi? FARKI FARKEDİŞ mi? (2/1)" başlıklı Belgin Eryavuz yazsısının 2. bölümünü bugün sizlerle  paylaşıyorum. Dünkü ilk bölümün sizler tarafından büyük bir görüntü ve beğeni sayısına ulaşmış olması, yazının ilginçliğinin bir göstergesi olmuş olabilir mi?
Şüphe veya kuşku, bir insanın bir olay karşısında duyduğu emin olamama veya güvensizlik duygusu olarak ifade ediliyor. Şüpheyi, “bir anlamda inanç ile inançsızlık arasında kalınan durum” olarak tanımlayan Aykol, şüphenin hangi durumlarda hastalık göstergesi olabileceğini araştırıyor.

İkinci bir yazı konusu olan " Bakarken Görmemek" başlıklı bir Bahadır Ürkmez yazısının bir bölümünü bu sayfamda yazmadan geçemeyeceğim.
Yazının başlığı olan Farkı Farkediş' e güzel bir örnek teşkil edebilir düşüncesindeyim.

BAKARKEN GÖRMEMEK
Akşam işten eve döndünüz. Zihniniz hala işteki bir sorunla boğuşurken kapıyı çaldınız. Eşiniz, sevgiliniz açtı. “Merhaba” dediniz, öpücük kondurdunuz ya da genelde ne yapıyorsanız onu yaptınız. Bir süre sonra yemeğe oturduğunuzda kapıyı gülümseyerek açan o güzel kadının yüzünden düşenin bin parça olduğunu ama neye sinirlendiğini bilmediğinizi fark ettiniz. İlgili, sevgi dolu biri olarak  hemen sordunuz.
– Hayatım canını sıkan bir şey mi var?
– Saçlarımın rengini beğenmedin galiba, hiç bir şey söylemedin.
Bir anda 13. Cuma filmini müziği **kulaklarınızda çınlamaya başladı. Bu noktadan sonra vereceğiniz hiç bir yanıt sizi içine düştüğünüz çukurdan çıkaramayacak; “fark etmedim” deseniz ayrı bir dert, “beğendim” deseniz ayrı bir dert, “beğenmedim” seçenek bile değil.
Hepimiz benzer durumlarla karşı karşıya kalmışızdır mutlaka. Çevremizde olan biteni, etrafımızda olan değişiklikleri hemen fark edebileceğimizi, hiç bir detayı atlamayacağımızı düşünürüz; ne de olsa hiç bir şey dikkatimizden kaçmaz. Oysa dikkatimiz sadece sınırları olan bir kaynak değil aynı zamanda bir çok bilişsel ve psikolojik faktöre bağlı sonlu miktarda bir kaynaktır.
Alıntı : Bahadır  Ürkmez

** 13. Cuma Filminin müziği
www.dailymotion.com/video/xus4na

Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın.. 



ŞÜPHE mi GERÇEK mi? FARKI FARKEDİŞ mi? (2/2)


Hatırlayamadığımız ya da yaşarken fark edemediğimiz pek çok detay var ki, belki de bizim kâbusumuz olacak cinsten. İşte şüphe, gerçek, farkı farkediş burada ortaya çıkıyor.

Dikkat! O minik detayları fark etmemiş olmakla; fark etmek arasındaki keskin çizgideyiz şimdi.

Eğer zamanında fark etmiş olsaydık, hayatımız alt üst olabilirdi. Belki farkı fark etmemiş olmak; bizi kâbustan kurtarıp, rahat bir yaşamın yoluna götürdü. Bu bir alternatif.

Ama tam tersi de söz konusu olabilirdi elbette. Eğer o gerçeği fark etmiş olsaydık, felaketten kurtarıp daha güzel bir yaşamı kucaklayabilirdik. Ancak farkı fark edişten uzak olduğumuz için önümüze çıkan olası güzel fırsatları kaçırdık. Keşke’ ler eşliğinde, pamuk ipliğine bağlı hayatımızı yaşamaya çalışıyoruz. Bu da diğer alternatif.
Tabii ki bu alternatifler bitmez.

Hayatın kendisi zaten tam bir sürprizler kutusuyken, buna bir de bizim farkı farkedişlerimizin eklenmesi; yaşam senaryomuzu yapılandırıyor.
Kısacası tam bir belirsizlik söz konusu.
Bilemiyoruz.
Ne ötesini, ne getireceklerini.
Kilit noktalar kilitli bizlerde.
Geçmişi ne kadar sorgulasak da, detayları hatırlamamız imkansız.
Şimdi esas soruya hazır mıyız?
Tamamen gerçekleri bilmek mi? Yoksa bilmediğimiz gerçeklerle yola devam etmek mi?
Bu öyle bir ikilem ki!
Bu soruya hemen yanıt vermek bu nedenle zor. Bu filmi seyredene kadar yanıtım daha belirgindi. Beklemeden gerçekler derdim. Hem de sonu ne olursa olsun. Ama şimdi farklı açılardan bakabiliyorum. Daha geniş açıdan sorguladığımda kararsız kalıyorum bir an için.
Çünkü derin düşündüğümüzde her iki cevabın arkasında da farklı duygular olduğunu anlıyor insan. Üstelik bu farklı duygular hayli yıpratıcı. Ruhumuzu lime lime edecek cinsten.  Düz mantık burada işlemiyor sanki.
O nedenle belki de felsefede kabullenmek üzerinde duruyor tüm düşünce adamları. Olanı kabullenip yola devam etmek en mantıklısı.
‘’Şimdi yaşamak zamanı…’’ der Can Yücel. Her şey zamanında, yerinde değerli. 
Geçmişe uzanıp didiklerken, yaşamın ellerimizin arasından kayıp gittiğini unutmamak gerek.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ  17.07.2017

Kaynak: http://www.psikolojik.gen.tr

Günün Sözü :
"Akıl beden gözüyle, ruh gönül gözüyle bakar. Beden gözüyle bakan her şeyin yarısını, gönül gözüyle bakan her şeyin tümünü görür."

şüphemi gerçekmi ile ilgili resim ile ilgili görsel sonucu

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
10 Eylül 2017, Antalya


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder