9 Mayıs 2016 Pazartesi

DERVİŞ KAŞIKLARI



 


 
 

Değerli Dostlarım,

Sevgi dün olduğu gibi bugün de fertlerin ve toplumların alâkasını çeken, muhtaç oldukları ve tezahürünü görmek istedikleri duyguların başında gelmektedir.
 
Gelecekte de aynı ihtiyacın hissedileceğini söylemek bir kehanet sayılmamalıdır.
Ulvi düşüncelerden soyutlanmış bir toplumda, her konuda olduğu gibi sevgide de süflilik ( bayağılık, adileşme) yaygınlaşabilir. İyi terbiye edilmeyen duyguların kötüye kullanılacağı ve kötü insan ya da kötü toplumun, duyguların yozlaşmasıyla ortaya çıkacağı gerçeği iyi kavranmalıdır. Çünkü hareketlerin temelini düşünceler, niyetler ve yönelişler meydana getirmektedir.

Sevgi dolu günler ve en iyi dileklerimle. Esen kalın.
 
 
derviş tasavvuf ile ilgili görsel sonucu
 
 
Sevginin yalnızca sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? diye sordular bir bilgeye. Bilge, büyük bir sofra hazırladı ve sevgiyi dillerinden eksik etmemelerine karşın, onu günlük yaşamlarında hiç kimseye göstermeyen kişileri yemeğe çağırdı. Sofrada herkes yerini aldıktan sonra, önlerine birer tas sıcak çorba, sonra da derviş kaşıkları denen, sapları bir metre uzunluğunda özel kaşıklar getirildi. Ev sahibi konuklarına bu kaşıkları nasıl tutmaları gerektiğini söyledi Herkes kaşığının ucundan tutmak zorunda kaldı. Konuklar, uçlarından tuttukları bir metre uzunluktaki kaşıkları güçlükle taslarına daldırıyorlar, fakat kaşıklarına çorba doldurup, ağızlarına götüremiyorlardı. Ağızlarına bir kaşık çorba koyabilmeyi beceremeyen konuklar, yemekten sonra kalktıklarında, karınlarını doyuramamışlar, kaşıklarından dökülen çorbalarla da sofranın üstünü kirletmişlerdi.
derviş tasavvuf ile ilgili görsel sonucuBilge, bir gün sonra ikinci bir yemek daveti verdi. Bu kez, sevgiyi gerçekten bilen ve her gün sevgiyle yaşayan kişileri çağırdı. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen pırıl pırıl kişiler geldiler ve bu kez onlar yerlerini aldılar, sofrada. Önlerine birer tas sıcak çorba ve sapları bir metre uzunluktaki derviş kaşıkları getirildi. Onlara da kaşıkları ancak,saplarının uçlarından tuta bilecekleri kuralı söylendi. Ev sahibi bilgenin Buyurun, afiyet olsun sözünden sonra sofradaki herkes, önündeki kaşığı, sapının ucundan tuttu ve Herkes kaşığını, karşısındaki kişinin tasına daldırıp, kaşığına aldığı çorbayı, karşısındaki kişinin ağzına uzattı. Bu yöntemle herkes karnını doyura bildi. Konuklar sofradan kalktıklarında ise, sofranın üstünde, dökülmüş tek damla çorba yoktu.
 Sevginin yalnızca sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır sorusunu soranlara bu uygulamayla yanıt verdikten sonra bilge, bir de öğütte bulundu:
İşte, dedi. Kim ki yaşam sofrasında yalnızca kendini görür ve yalnızca kendini doyurmayı düşünürse, o kişi aç kalacağını da bilmelidir ve kim ki başkalarını da düşünür ve o da kesinlikle doyurulacaktır. Çünkü yaşam denen bu pazarda, alan değil, veren kazançlıdır her zaman

22 Ocak 2013 tarihinde tarafından eklendi.


Günün Sözü:
Sevgi kelimesinde hayat veren bir sır var. Sevgisizlik olan her işte mutlak bir kusur var.
N. Kahraman


İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Mayıs 09, 2016, Antalya





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder