6 Mayıs 2016 Cuma

FERRARİ' SİNİ SATAN BİLGE - Robın S. Sharma ( 2 )



















Çok değerli Dostlarım,

Dün 1. Bölümünün  özetini  yayınladığım,' Ferrari'sini Satan Bilge' adlı yazımıza gösterilen ilgi beklentilerin çok çok üstünde oldu.  Sizlerden gelen beğeni ve görüntülemeleriniz beni çok mutlu etti bu  nedenle yazının ikinci bir özetini yayınlamam gerektiği kanısına vardım.
 Bu yazıyı okuyup, dünkü birinci özet  ile birleştirdiğinizde taşların yerine oturduğunu hissedeceksiniz. Benim değerli dostlarıma tavsiyem, bu kitabın kendi orijinalini edinmenizdir.
Kendiniz okuduktan sonra, mutlaka bir arkadaşınıza tavsiye veya hediye edin.
3 Milyondan fazla satarak tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve milyonlarca insana ilham veren bir kitap. Hayatta neyin önemli olduğuna ve sonunda gurur duyacağınız bir yaşam sürmenizi neyin sağlayacağına dair unutulmaz bir ders veren, okuyucularının refah, mutluluk ve iç huzuruna kavuşmalarını sağlayacak çözümler öneriyor.

En iyi dileklerimle. Esen kalın.


 Julian Mantle üç yıllık bir sürenin ardından yakın arkadaşı John’un ofisinin kapısını çalar. John gözlerine inanamaz. Julian, zihnen ve bedenen çok büyük değişiklikler geçirmiş, mutlu, sağlıklı ve enerji dolu bir insan olmuştur. Sanki otuz yaşlarında gibidir. Julian üç yıl boyunca yaşadıklarını arkadaşına anlatır:


Julian Mantle, Hindistan’da Himalayalar’da yaşayan Sivana Bilgeleriyle tanışmak için zorlu bir yolculuk yapar. Bu yolculuğunun sonunda elindeki sepette çiçekler olan bir adamla karşılaşır. Bu Sivana Bilgeleri ile ilk karşılaşmasıdır. Bilgeye başından geçenleri anlatır. Bu bilge adamın adı Yogi Raman’dır ve Julian’ın hayatının değişmesini sağlayacaktır. Yogi Raman, Julian’ı köyüne götürür ve diğer bilgelerle tanıştırır. Julian üç yıl boyunca bilgelerin yaşamına uyum sağlar ve onlar gibi yaşar.

Yogi Raman Julian’a bir hikâye anlatır. Bu hikayede aydınlanmış bir yaşama ulaşmanın yedi erdemi anlatılmaktadır: Muhteşem verimli ve yeşil bir bahçede oturuyorsun. Bahçenin ortasında altı kat yüksekliğinde bir deniz feneri var. Biraz sonra fenerin giriş kapısı açılır ve içeriye bir Japon sumo güreşçisi girer. Belinde pembe bir kordon vardır. Sumo güreşçisi yerde duran altın bir kronometrenin üzerine basarak kayar ve düşer. Kendinden geçtikten sonra orada açan sarı güllerin kokusuyla kendine gelir. Enerjisini toplayarak ayağa kalkar. Bahçenin en uzak köşesinde milyonlarca parlak elmas kaplı bir patika bulunmaktadır. Patikadan yürümeye başlar ve bu yol onu tükenmeyen sevinç ve sonsuz mutluluk yoluna götürür.
hindistan bilgeleri resimleri ile ilgili görsel sonucu

 Hikayede geçen bahçe, fener kulesi, sumo güreşçisi, pembe kuşak, kronometre, güller ve patika aydınlanmış bir yaşam için gerekli yedi erdemi ifade etmektedir.

Bahçe: Hikayedeki bahçe insanın zihnini temsil etmektedir. İnsanın zihni bir bahçe gibidir, bir bahçe ne kadar bakımlı ise o kadar verimlidir. Bu bahçede zararlı otların yetişmesine fırsat vermemeliyiz. Bahçemizi kirletecek kaygıları zihnimizden uzaklaştırmak gerekir. Yaşam kalitemizi zihnimizdeki düşünceler belirler. Karşımıza çıkacak her engel kişisel gelişim için bir fırsattır.

Deniz Feneri: Yaşamımızda bir amacımız olmalıdır. Deniz feneri bu amacı simgelemektedir. Hayatımızdaki kişisel, mesleki ve zihinsel hedefleri belirlemek ve onları gerçekleştirmek sürekli çabalamak bir tatmin sağlayacaktır. Belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirmek için gerekli cesarete sahip olmalıyız.

Sumo Güreşçisi: Belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için gerekli olan gücü, disiplini ve kararlılığı temsil etmektedir.

Pembe Kordon: Disiplinli yaşamın sembolüdür. Pembe kordon, birbiri üzerine örülmüş küçük tel parçalarından oluşmaktadır. Bunlar tek başına hiçbir anlam ifade etmez. Yaşamımızın her alanındaki eylemlerimiz ile kişisel disiplinimiz gelişir ve tıpkı pembe kordon gibi sağlamlaşır. İç disiplinimizi geliştirmek yaşantımızın daha kaliteli olmasını sağlar.

Kronometre: Zamanı temsil etmektedir. Zaman, insanın sahip olduğu en değerli şeylerden biridir. Zamanımızı kontrol etmek, önceliklerimizi belirlemek ve dengeli planlamak kaliteli bir yaşam için çok önemlidir. Zamanı kontrol etmek yaşamı kontrol etmektir. Zaman geri dönüşümü olmayan tek kaynaktır.

Sarı Güller: Etrafına güzel kokular veren güller gibi hiç bir karşılık beklemeden başka insanlara yardımcı olmalıyız. Başkalarının yaşamlarını yüceltmek, kendi yaşamımızı da yüceltir.

Elmas Kaplı Patika: Yaşadığımız anı temsil etmektedir. Gelecek kaygılarını bir kenara bırakarak, her günü sanki son günümüz gibi yaşamalıyız.
Kişisel gelişim yolunda, ışık saçan yaşamın on ritüeli olarak adlandırılan ilkeler ise şunlardır:

Yalnızlık Ritüeli: Her gün aynı saatlerde yalnız kalarak ruhu dinlendirmek insana iç huzur, iç sessizlik, derin iyilik hali ve sınırsız enerji gibi faydalar sağlar, günün gerginliğinin atılmasına yardımcı olur.

Fiziksel Ritüel: Bedenimizi egzersizlerle beslemek, vücudun kendi doğal canlılığına dönmesini sağlar.

Yaşam Gıdası Ritüeli: Doğal gıdalarla, taze sebze, meyve ve tahıllarla beslenmek, vücudun sağlıklı ve dinç olmasını sağlar.

Bereketli Bilgi Ritüeli: İnsan hayatı boyunca öğrenmeli ve öğrendiklerini kendisinin ve çevredekilerin iyiliğini esas alarak geliştirmelidir. Düzenli okumak bunun için en iyi yöntemdir.

Kendin Hakkında Düşünme Ritüeli: Biten her günün sonunda tüm davranışlarımızı gözden geçirmeliyiz.

Erken Uyanma Ritüeli: Normal ve sağlıklı bir insan için altı saat uyku yeterlidir. Güneşin doğuşunu izlemek, kişinin yaşam enerjisini ortaya çıkarır. Duygusal ve fiziksel canlılığını tazeler. Uykunun süresinden ziyade kalitesi önemlidir. Kesintisiz altı saatlik uyku yeterlidir.

Müzik Ritüeli: Müzik ruhun gıdasıdır. Her gün mutlaka müzik dinlemek için zaman ayırmalıyız. İnsanı motive eden en iyi araçlardan birisi müziktir.
Sözcükleri Tekrarlama Ritüeli: Kelimeler insan zihnî için güçlü etkilere sahiptirler.

Ahenkli Karakter Ritüeli: İnsanın her gün artan biçimde kendisini geliştirmesi gerekir. Yaptıklarımız alışkanlıklarımızı oluşturur. Alışkanlıklar ise hayatımızı yönlendirir.

Sadelik Ritüeli: Hayatımızın önceliklerine, önemli ve anlamlı şeylere odaklanarak yaşamımızı sadeleştirmeliyiz.

Fotoğrafım


Günün Sözü: Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak istersen, nabzına değil onuruna bak, duruyorsa yaşıyordur...( robin sharma)

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Mayıs 06, 2016, Antalya









 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder