Merhaba değerli Dostlar,
Bugün sizlere garip ama gerçek olan bir öyküden bahsedeceğim. İki kitap halinde yayınlanmış olan bu öykü gelecekte bizlere sağlıkla ilgili sorunlarımıza ne kadar çare olabilir, onu bilemem ama, kitapları okuduktan sonra, uzun zaman etkisi altında kalacağınızı umuyorum.
Tüm dostlarıma sağlıklı, mutlu ve huzur dolu günler temennisiyle.. Esen kalın
Geçtiğimiz hafta Moğolistan'da bulunan, 200 yıldır meditasyonu süren Budist rahibin hala yaşıyor olabileceği iddia edildi. Tıp uzmanları: Rahibin 200 yıllık meditasyonu bitmemiş olabilir, denmektedir.
Moğolistan’ın Songinokhairkhan eyaletinde 200 yıl önce meditasyona geçen Lama’nın (Tibetli Rahip ) çürümeyen bedeni ortaya çıkarılmıştı. Bedeni inceleyen Budist akademisyenler, 200 yıl önce meditasyona geçtiği düşünülen mumyalaşmış rahibin hala ölmediğini, rahibin “derin meditasyonda" olduğunu iddia etti.
Bedeni inceleyen adli tıp uzmanları, mumyalaşmış bedenin Tibetli bir Budist öğretmene ait olduğunu düşünüyor
"Tibet'in Gençlik Pınarı", Peter Kelder'in bir rastlantı sonucu tanıştığı ve Albay Bradford takma adını verdiği kişinin, Tibet'te kayıp bir manastırda yaşayan ve gençlik sırlarına sahip olan lamaları arayış macerasını ve öğrendiği bu gençlik sırlarını anlattığı iki ciltlik kitabıdır.
Bir çok ülkede en çok satanlar listesine girmiş olan kitaplar 1930 larda yayınlanmış olmasına rağmen ülkemizde çok geç farkedilmiş, ilk yayınlanışı 2002 de. Peter Kelder'in bir parkta tanıştığı Albay Bradford, Hindistan'da görevli olduğu gençlik yıllarında oradaki yerli halktan duyduğu, bir manastırda yaşayan ve gençlik pınarının sırrına sahip olduğunu söylenen Tibet'li rahipler hakkındaki olağanüstü hikayeleri anlatır yazara. O manastıra girenlerin gizemli bir şekilde yeniden sağlık kazandıkları, yaşlı insanların gençleştikleri, manastırda yaşayan rahiplerin aslında 100 yaşında olmalarına rağmen 40'tan fazla göstermedikleri mucizelerini duymuştur yıllarca. Bu efsane manastırı bulmak için yola çıkan Bradford, 4 yıl sonra geri döndüğünde en yakınlarının bile onu tanımakta zorlanacağı kadar gençleşmiş haldedir. Eğik sırtı düzelmiş, beyaz saçlarının yerine siyah saçlar gelmiş, cildi gençleşmiş, 70 yaşındaki görünümü yerini 40 yaşındaki bir dinçliğe bırakmış haldedir.
Gençlik iksirine neden olan, kitabın ayni adı verdiği, nefes çalışmasıyla birlikte uygulanan 5 adet egzersizin özelliği; bedendeki enerji girdaplarını (çakra) uyarıp, çalışmalarını dengeleyerek, düzenlemesi. Her hareket 3'er kere yapılarak başlanıyor ve her hafta tekrar sayısı 2 arttırılıyor.10 hafta sonra 21'e ulaşana kadar arttırmaya devam edilip, bu egzersizler her gün 21 kere tekrarlanıyor.
Kitabın ilk sayfaları, bu egzersizleri uygulayanların aldıkları olağanüstü sonuçları içeren okuyucu mektuplarına ayrılmış. Romatizma, artrit, osteoporozu iyileşenler, kırlaşmış saçlarının yerine siyah saçları çıkanlar, düzeldikleri için bastonlarını, gözlüklerini atanlar, fazla kilolarından kurtulanlar, gençleşenler, dinçleşenler...
Kitabın verdiği bilgiler ve bu egzesizlerle ilgili kendi deneyimim olan bir olayı paylaşmak istedim okuyanlarla.
Bir arkadaşımın tavsiyesiyle aldığım kitabı henüz bitirmeden egzersizleri yapmaya başladım. Çok iyi okumadan başlamış olmalıyım ki, kitabın her hafta 2 arttırın dediği sayıyı ben her gün 2 arttırarak 10 günde 21 sayıya ulaşmıştım.
O dönemde ilaçla kontrol altında tutulan hipertiroidim nedeniyle doktor kontrolüm vardı. Hipertiroid, tiroid bezinin normalden fazla çalışması. İlaçla, cerrahi ve nükleer tedavi seçenekleri var. En kesin çözüm olarak nükleer tedavi tavsiye edilse de, ben önce ilaçla tedaviyi denemek istediğim için 2 yıl gibi uzun bir zaman ilaç kontrolünde baskı altında tutarak, 3 ayda bir konrol ediyorduk. Kontrole gitmeden önce kan tahlillerimi yaptırdığımda şaşkınlık içerisinde kaldım. 2 yıl süreyle ilaçla zor kontrol altına aldığımız tiroid oranı normalin de altına düşmüştü. Normalin altında olması da bir rahatsızlık, hipotiroid yani. Doktorum tahlil sonuçlarını görünce, bu sefer de yükseltmek için gerekli olan ilacı yazdı.
Eve gelince düşündüm. Neden, bu egzersizler olmalıydı. Tekrarları birdenbire arttırdığım için tiroid oranı da birdenbire normalin de altına düşmüş olmalıydı. İlaçları alarak oranı yükseltmek yerine, tezimin doğruluğunu anlamak için kısa bir zaman şansı tanıdım kendime. İlacı kullanmadan egzersizlere yeniden başladım ve bu sefer söylendiği gibi haftada 2 arttırarak bir ay sonra yeniden tahlil yaptırdım. Sonuç tahmin ettiğim gibiydi. Ne yüksek, ne düşük, normal orandaydı. Henüz kontrol tarihi gelmemesine rağmen, aldığım sonuçla birlikte doktoruma gittim. Bir bilimadamına bu durumu anlatmaktan biraz da mahcubiyet duyarak anlattım olanları. "Belki bana kızacaksınız ama, egzersizlerin bu duruma neden olup olmadığını anlamak için yaptım bu denemeyi, şimdi ise sonuçlar mükemmel" dedim.
Doktorum; zaman zaman biz de tavsiye ederiz hastalarımıza destek olacak bu tür uygulamaları dedi. O günden bu yana da tiroid seviyem hep normalde. Yani hipertiroidim yok artık.
Kitabın ilk sayfaları, bu egzersizleri uygulayanların aldıkları olağanüstü sonuçları içeren okuyucu mektuplarına ayrılmış. Romatizma, artrit, osteoporozu iyileşenler, kırlaşmış saçlarının yerine siyah saçları çıkanlar, düzeldikleri için bastonlarını, gözlüklerini atanlar, fazla kilolarından kurtulanlar, gençleşenler, dinçleşenler...
Kitabın verdiği bilgiler ve bu egzesizlerle ilgili kendi deneyimim olan bir olayı paylaşmak istedim okuyanlarla.
Bir arkadaşımın tavsiyesiyle aldığım kitabı henüz bitirmeden egzersizleri yapmaya başladım. Çok iyi okumadan başlamış olmalıyım ki, kitabın her hafta 2 arttırın dediği sayıyı ben her gün 2 arttırarak 10 günde 21 sayıya ulaşmıştım.
O dönemde ilaçla kontrol altında tutulan hipertiroidim nedeniyle doktor kontrolüm vardı. Hipertiroid, tiroid bezinin normalden fazla çalışması. İlaçla, cerrahi ve nükleer tedavi seçenekleri var. En kesin çözüm olarak nükleer tedavi tavsiye edilse de, ben önce ilaçla tedaviyi denemek istediğim için 2 yıl gibi uzun bir zaman ilaç kontrolünde baskı altında tutarak, 3 ayda bir konrol ediyorduk. Kontrole gitmeden önce kan tahlillerimi yaptırdığımda şaşkınlık içerisinde kaldım. 2 yıl süreyle ilaçla zor kontrol altına aldığımız tiroid oranı normalin de altına düşmüştü. Normalin altında olması da bir rahatsızlık, hipotiroid yani. Doktorum tahlil sonuçlarını görünce, bu sefer de yükseltmek için gerekli olan ilacı yazdı.
Eve gelince düşündüm. Neden, bu egzersizler olmalıydı. Tekrarları birdenbire arttırdığım için tiroid oranı da birdenbire normalin de altına düşmüş olmalıydı. İlaçları alarak oranı yükseltmek yerine, tezimin doğruluğunu anlamak için kısa bir zaman şansı tanıdım kendime. İlacı kullanmadan egzersizlere yeniden başladım ve bu sefer söylendiği gibi haftada 2 arttırarak bir ay sonra yeniden tahlil yaptırdım. Sonuç tahmin ettiğim gibiydi. Ne yüksek, ne düşük, normal orandaydı. Henüz kontrol tarihi gelmemesine rağmen, aldığım sonuçla birlikte doktoruma gittim. Bir bilimadamına bu durumu anlatmaktan biraz da mahcubiyet duyarak anlattım olanları. "Belki bana kızacaksınız ama, egzersizlerin bu duruma neden olup olmadığını anlamak için yaptım bu denemeyi, şimdi ise sonuçlar mükemmel" dedim.
Doktorum; zaman zaman biz de tavsiye ederiz hastalarımıza destek olacak bu tür uygulamaları dedi. O günden bu yana da tiroid seviyem hep normalde. Yani hipertiroidim yok artık.
Stresin, üzüntü ve sıkıntıların bedensel rahatsızlıklara neden olduğu bilinen bir gerçek. İç dünyanın huzura kavuşması, denge ve düzene konulması dışımıza da yansıyor.
Her yaştan insanın rahatlıkla yapabileceği bu egzersizleri öğrenip, uygulamaları için "Tibet'in Gençlik Pınarı" nı herkese tavsiye ediyorum.
Yazar
Her yaştan insanın rahatlıkla yapabileceği bu egzersizleri öğrenip, uygulamaları için "Tibet'in Gençlik Pınarı" nı herkese tavsiye ediyorum.
Yazar
Nazan İnan
Günün Sözü : Beyninizi güzel düşüncelerle doldurun. Onlar tamamen size özgüdür, kimse onlara dokunamaz ve karışamaz. Angelas Ashes
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Mayıs 12, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder