Merhaba Değerli Dostlar,
" Şubat Ayı " ile ilgili dünkü yazımızda bu ayın özelliklerinden bahsetmiştim. Bu günkü yazımızı biraz daha genişleterek" bir başka blog yazarı olan Seval Tokay 'ın " Sevalce Karalamalar" adı altında yayınladığı bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum
.
Bahar Aylarının güzelliğinden bahsetmek için henüz çok erken fakat , Atalarımızın bir sözünü hatırlatmadan geçemeyeceğim, " Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur." sözünün anlamı bize şunu anlatır. "Günler birbirine benzer gibi görünse de, hava yavaş yavaş ısınır ve yaz gelir; hava yavaş yavaş soğur ve kış gelir. Bunun gibi, toplumda da değişimler yavaş yavaş gerçekleşir.
" Mevsimler bize neyi hatırlatıyor."
Her hadise, meydana gelen her olay kendine has bir şeyler anlatır. Günümüzde mevsimler herkesin dikkatini çeker İster istemez mevsimlerden biri gelince veya gitmeye hazırlanınca her insan kendi yorumunu yapar. Peki mevsimlerden en çok hangi mevsimi seviyoruz? Hangisini sevmiyoruz? Mevsimler bize en çok neyi hatırlatıyor. Düşleri süslemişti İlkbahar. Ne çabuk, sanki rüya gibi geçti Yaz. Sonunda yaprağı dalından kopardı Sonbahar. Her taraf soğuk ayaz, kar Kış etrafı eder bembeyaz.
Bahar Doğumu, Yaz gençliği, Sonbahar yaşlılığı, Kış ölümü hatırlatır insana .
Alıntı : Mehmet Burakgazi. milliyet.com
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
"Şubat ayının son günlerinde bahar ile ilgili bir başka yazımızda, tekrar buluşmak üzere kendinize iyi bakın..."
Baharı Beklemek
Uyandım, kuşlar delicesine cıvıldıyorlardı. Önce şaşırdım, neydi bu ses Allah’ım! Bir rüyaya mı düşmüştüm... yıllardır görmediğim denli güzel bir rüyaya...
Kuşlar en güzel şarkılarını çığlık çığlığa söylüyorlar ve kanat çırpıyorlardı... kapadım tekrar gözlerimi, çocukluğumun ilk gençliğimin geçtiği evde, her sabah uyandığım pencerenin altında açmıştım gözlerimi... Penceremin önüne kadar dallarını uzatan badem ağacının üzerinde oluyordu bu raks bu serenad...
ilkbahar geldiğinde hemen tomurcuklanırdı badem, o güzel o kar gibi çiçekleriyle penceremden içeri uzatırdı başını... ben bazen birkaç dal koparır koyardım vazoya... bütün ev hayat kokardı... En çok yalancı bahara kanmasına üzülürdüm bademin. Hava tekrar soğuyacak ve çiçeklerini vuracak diye korkardım için için... Bazen yatağımın üzerinde bulurdum birkaç çiçeğini açık penceremden bana doğru koşan...
Bir ömür, bir hayat çizgisiydi badem ağacı... ilk bahar, son bahar kış... açılan çiçekler, yeşil tatlı çağlalar ve sert kabuğun içinde dünyaların lezzetine sahip badem... dökülen yapraklar kuru bir ağaç... her yıl, kaçarı yok bir döngü... doğ yaşa ve öl, doğ yaşa ve öl...
Uyandım... kuşlar delicesine cıvıldıyorlardı... Bahar mı gelmişti Allah’ım? şimdi kalkıp pencereden baktığımda, bademin gülümseyen çiçekleri mi karşılayacaktı beni? Allahım ! Allahım! Allahım!!!
Fırladım yataktan... bademin kuru dalları rüzgarda savruluyor, cılız güneş ortalığı ışıtıyordu... sanırım serçelerde benim gibi yürekten istiyorlardı baharın gelmesini, hep birden dua ediyorlardı bu sabah... güldüm kendime, bir gecede kuru dalların çiçeklenmesini bekleyebilmeme... aylardan henüz şubattı...
Alıntı : sevaltokay.blogspot.com.tr/2010/05/bahar-beklemek.html 3.3.2003 tarihli bir yazım
https://youtu.be/yxLmuMDIfTk
Günün Sözü : Kışın soğuğunu sevmeyen zamanIardan birisidir iIkbahar.
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
01 Şubat, 2017, Antalya
Kıymetli İbrahim Birol; Paha biçilmez yazınızda adımızın geçmesi deva gibi geldi.Size saygılarımı sunuyorum.Her daim sağlık ve mutlulukla yaşamanızı diliyorum.
YanıtlaSilBahar sana sitemim var,
YanıtlaSilBeklerim erisin dağlardaki kar,
Bahar beni ancak seninle açan lale,
Sümbül, mormenekşe, gül anlar.
Bahar bu kez erken gel geç git bahar,
(Kıymetli yazarımız Sayın İbrahim Birol'a saygıyla arz ederim )