Merhaba Gönül Dostlarım,
' Atatürk' ten Anılar' başlığı altında yayınladığım yazılarıma bugün de devam ediyorum.
Ulu Önderimizin tarih sevgisi ve tarihe verdiği önemin nasıl başladığını, Askeri okulda aldığı eğitimleri kısa olarak hatırlamaya çalışalım.
" Mustafa Kemal’i Manastır Askerî Idadisinde etkileyen ilk kişi, tarih öğretmeni Topçu Kolağası Mehmet Tevfik Bilge’dir. Atatürk’ün: “Kendisine minnet borcum var, bana yeni bir ufuk açtı.” dediği Mehmet Tevfik, derslerinde Fransız İhtilali ile diğer ihtilal ve fikir hareketlerinden söz ederek Mustafa Kemal’de tarihe karşı ilgi uyandırmıştı. "
Askeri Rüşdiye’de en çok matematik dersine meraklıdır. Bu dersin öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Sabri Bey, O’nun yetenek ve yaratıcılığını takdir eder ve O’ndan gördüğü bu değerleri ifade etmek için “Kemal” adını verir. Bundan sonra adı, Mustafa Kemal olarak anılmaya başlar. Mustafa Sabri Bey, yirminci asrın dâhisi olarak kabul edilen Mustafa Kemal’in sahip olduğu üstün yeteneği ilk defa gören ve takdir eden kişi olmuştur. 1895 yılı sonu veya 1896 yılı Ocak ayında on beş yaşındaki Mustafa Kemal, Askeri Rüşdiye’ nin son sınıfını dördüncü olarak bitirir.
Annesine, elini öpüp vedalaşırken, bir çay ziyafetine gittiğini söylemişti. Zübeyde Hanım onun üniformasına, çizmelerine bir göz attıktan sonra: “Bu çay ziyafeti değil.” demiştir. Mustafa Kemal onu yatıştırarak yanından ayrılmıştı. Annesi daha sonra bölge komutanına telefon ederek, nerede olduğunu sormuş ve kendisine çay ziyafetinde olduğu söylenmiştir.
Zübeyde Hanım “Hayır, biliyorum savaşa gitti.” demiş ve oğluna bir mektup yazmıştır. “Oğlum seni bekledim. Gelmedin. Çaya gittiğini söylemiştin bana. Ama cepheye gittiğini biliyorum. Senin için dua ettiğimi bilmeni isterim. Savaşı kazanmadan sakın gelme.”
Alıntıdır
Önce Kendinizi Sevin sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...
Atatürk’ün Türk tarihine verdiği önem ile ilgili anı.
Atatürk’ün Bir Tarih Öğretmenine Öğüdü
Atatürk’ün, 2 Eylül 1928 de Gelibolu ve 24 Aralık 1930 da Edirne Kız Öğretmen Okulu’nu ziyaretlerinde O’na çiçek sunan ve Atatürk’ün isteği ile tarih öğretmeni olup, İkinci Türk Tarih Kongresi’ne Gelibolu Ortaokulu tarih öğretmeni olarak katılan Refet Angın anlatıyor:
20-25 Eylül 1937 tarihleri arasında yapılan İkinci Türk Tarih Kongresi’nde delege olarak bulunuyordum.
Dolmabahçe Sarayı’nda kongre çalışmaları devam ederken Afet İnan hanım, beni, bir gün Atatürk’e şöyle tanıttı:
-Size, çiçeği burnunda bir tarih öğretmeni tanıtmak istiyorum.
Atatürk, bu söz üzerine dedi ki:
-Çocuk, sen geç kalmışsın; ben, onu tanıyorum.
Ben de:
-Paşam, ben emrinizi yerine getirdim ve tarih öğretmeni olarak emrinizdeyim, dedim.
Atatürk:
-Bak, öğretmen olmak kâfi değil; görev şimdi başlıyor. Şunu iyi bil ki, çok iyi öğretmen olacaksın. Çok okuyacaksın. Sen, zaten okuyorsun; ama, daha çok okuyacaksın. Talebelerini, çok iyi yetiştireceksin. Onlara, Kurtuluş Savaşı’ nı çok iyi öğreteceksin. Ve bu arada Çanakkale Savaşlarını sakın unutma! dedi.
Ben:
-Efendim, biliyorsunuz, ben Geliboluluyum, dedim.
Atatürk:
-Evet, biliyorum. Bak, çocuk; bunu neden söylüyorum? Bizi, bu günlere getiren Çanakkale Savaşlarıdır. Ezkaza biz onu kaybetse idik, bugün hür dünya camiası yoktu, diye konuşmasına devam etti.
Ben ise:
-Tamam, Paşam! Emredersiniz! şeklinde karşılıklar veriyorum.
Atatürk, sözlerine şunları da ekledi:
-Bak, çocuk; sana bir şey daha söyleyeceğim. İnkılâpları ve ilkeleri yaşatacaksın. Gerektiğinde mücadele edeceksin. Sakın ha, unutma!
Ben:
-Paşa’m, nasıl unuturum? Cumhuriyeti nasıl kazandık? Siz, Yüce Kahraman Atatürk’ sünüz, diye cevap verdim.
Atatürk, sözlerini şöyle bitirdi:
-Biliyorum; ama, yine de unutma diyorum!
Kaynak: Ahmet Bekir Palazoğlu, Başöğretmen Atatürk 1928-1938, Cilt:II, s.877-878
https://youtu.be/bpndm4v7y_o
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
5 Kasım 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder