
Farkındalık
Merhaba Gönül Dostlarım,
"Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" ilan edilen 25 Kasım 1960'da Mirabal Kardeşler, kadınların devlet ve erkek şiddetine karşı mücadelelerinde sembol isimler olarak ölümsüzleşti.
Dominik Cumhuriyeti' ndeki diktatörlüğün yıkılmasında büyük rol oynayan, bedelini hayatlarıyla ödeyen 3 kız kardeş 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün sembolü.
Peki devlet ve erkek şiddetinin mağduru 'Mirabel Kardeşler' olarak anılan 3 kız kardeş neden öldürüldü?
Alıntı : ntv.com.tr
Önce Kendinizi Sevin sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü.
25 Kasım tarihi Birleşmiş Milletler tarafından kadına yönelik şiddet ile mücadele günü olarak ilan edilmiştir. Peki neden 25 Kasım? Bu günü anlamlı kılan olay ne?

Mirabel Kardeşler, Trujillo diktatörlüğüne karşı 1960 yılının Haziran ayında Clandestine hareketini kurdular. Mirabel kardeşlerden birinin kod adının “kelebek” olması sebebiyle 3 kız kardeş “kelebekler” adıyla anılmaya başlandı.

"Çocuklarımızın bu yoz ve zalim sistemde yetişmelerine izin veremeyiz, bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyi vermeye hazırım gerekirse hayatımıda...”(Patricia Mercedes)
Onlar göremeseler de çocukları ve ülkeleri adına başlattıkları mücadele başarıyla sonuçlanmış ve bu uğurda hayatlarını kaybetmek pahasına da olsa davalarından vazgeçmemişlerdir.
Mirabel Kardeşler, dünyada haksızlığa ve şiddete uğrayan ne ilk ne de son kadınlardı... Tarihte özgürlük, eşitlik, kardeşlik mücadelesi verirken acımasızca katledilen birçok kadın kardeşimiz var...
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde göz göre göre ölüme terk edilen dokuma işçisi kadınlar, dünya barışı ve halkların kardeşliği adına beyaz gelinliği ile Milano’ dan yola çıkan barış gelini Pippa Bacca ve kapitalist düzeni sorgulayan, özgürlük ve adalet uğruna canlarından olan daha nice kadınlar... Kimisi mevcut sisteme karşı mücadele verdiği için iktidarlar tarafından katledilirken, kimisi aile içinde karar alınıp töre denilen namus cinayetlerine kurban gittiler... Birçok kadınsa eşleri veya sevgilileri tarafından yaşamdan koparıldılar... Kadınlara çeşitli bahanelerle uygulanan bu şiddetin müsebbiplerinden bir tanesi kuşkusuz içerisinde yaşamak zorunda bırakıldığımız ataerkil toplum yapısını besleyen kapitalist sistemdir. İşgücü piyasasında yok sayılan kadın emeği kolay vazgeçilebilen bir emek olması sebebiyle kadınlar, erkeklere oranla daha fazla işsizlik sorunu ile karşı karşıya kaldılar...
Ataerkil bir toplum yapısı yaratan kapitalist düzen kadının iş yaşamındaki emeğini sömürürken kadın bedenini metalaştırarak bir reklam aracı olarak kullanmaya devam etti. İktidarların imzaladıkları uluslararası sözleşmeler, revize edilen yasalar, bilboardlardaki kadın şiddetine yönelik sahte fotoğraflar; bunların hiçbiri kadınları şiddetten ve sömürüden uzak tutmaya yeterli güce sahip olamadılar. Bunun çözümü daha radikal kararlar almaktan geçiyor... Toplumun kokuşmuş, çürümüş mekanizmalarını tamamıyla ortadan kaldırıp, örgütlü kadın mücadelesi, çeşitli tahakküm biçimlerine, cinsiyet ayrımcılığına sömürünün her çeşidine karşı kolektif bir dayanışma örneği göstererek seslerinin daha gür çıkmasını sağlayacak stratejiler geliştirmelidirler.
Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü" (Minerva Argentina Mirabel ).
Onlar sadece 3 kız kardeştiler susmadılar... Yılmadılar... Ülkelerindeki adaletsizliğe, eşitsizliğe karşı onurlu bir mücadele başlattılar... Tarihi değiştiren birçok kadın gibi onlar da ölümü göze alarak bir kelebek gibi uçarcasına özgürlüğe kanat çırptılar ve nihayet kelebekler yalnızca Latin Amerika halkının değil tüm kadınların sembolü oldu...
Alıntı: Persephone' nin Çiçekleri, Ayşe
https://youtu.be/GSYvEsSF0b0 https://youtu.be/iycWr4Z3dJ0
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
25 Kasım 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder