18 Ocak 2018 Perşembe

BİR HAYATA DOKUNMAK










































Merhaba Gönül Dostlarım,

Bu sayfamızda Aydan Özdemir' in güzel ve aynı zamanda duygusal bir yazısını sizlerle paylaşmak istedim. ' Bir Hayata Dokunmak' başlıklı yazıyı görünce aklıma  Doğan Cüceloğlunun ' Öğretmen Olmak, Bir Cana Dokunmak' adlı daha önce sizlerle paylaştığım bir yazısını anımsadım. Öğretmenlik dışında çok az meslekte bir cana dokunursunuz; öğrencinin yaşı küçüldükçe cana dokunuş büyür.
Ben her zaman yardıma muhtaç  her yaştan insanlara yardım ederek onların Hayatlarına Dokunulabileceğini düşünenlerdenim. Bu konuyu bir başka yazımda sizlere daha detaylı bir şekilde anlatmak isterim.

Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...

Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...

En iyi dileklerimle. Esen kalın...  

İbrahim Birol


****

Bir hayata dokunmak

Hayatımıza insanlar girer, çıkar…
Kimisi iz bırakır kimisini hatırlamayız bile.
Sadece bir rastlantı mıdır?
İhtiyacımız olduğu için mi hayatımıza girmişlerdir?
Bir daha karşılaşır mıyız?
Hayatımıza giren insanlar hep yanımızda mı olacaktır?
bir hayata dokunmakla ilgili resim ile ilgili görsel sonucuBen rastlantılara inanmayan bir insanım. Hayatımda olan her şeyin bir sebebi olduğuna inanırım. İyi veya kötü. İşte bu sebepten hayatıma giren insanların da bir sebeple girmiş olduklarına inanırım. Bazı insanlar yara açarlar evet ama diğerleri de o yaraların kapanmasını sağlarlar.
Hayatımda yaralarımı iyileştiren insanları kaybetmemek için elimden geleni yaparım. Bana nefes almamı sağlayan kişinin hayatımdan gitmesine izin vermek kendime yapacağım en kötü davranıştır çünkü. Yine de bazen ne yaparsanız yapın hayatınızda tutamazsınız o insanları. İşte o zaman benim onun hayatındaki görevimin bittiğine inanırım ve izin veririm gitmesine, sessizce. Hayata dokunabilen insanlar diye bir tanımım var benim. Bu insanüstü bir özellik değil aslında. Bir insanın hayatına dokunup, o kişinin mutlu olmasını sağlamak için bir ilişkiniz olması da şart değil.
Yolda yürürken gördüğünüz bir çocuğa gülümsemeniz onun hayatı sevgi dolu algılaması için yeterlidir.
Takside giderken şoför ile sohbet etmeniz onun kendini görünmez hissetmemesi için yeterlidir.
Hastanelerin bekleme salonunda ağlayan bir hasta yakınının yanına gidip sadece elini tutmanız onun yalnız olmadığını düşünmesi için yeterlidir.
Kendini kötü hissettiği için çevresine duvar örmüş bir insan ile duvarın üzerinden iletişim kurmanız onun duvarları yıkıp hayata dönmesi için yeterlidir.
Kısacası bir hayata dokunmak çok zor değildir.
Hayatla, kendi ile barışık, çevresini görmezden gelmeyen herkesin yapabileceği bir şeydir bu.
Hayatta at gözlükleri ile dolaşmak insanları birçok gereksiz yükten kurtarır evet ama kendisinin ihtiyacı olduğunda “neden kimse umursamıyor?” deme hakkını elinden alır o insanın.
İlgili resimArkadaşlarımız, dostlarımız bir sorununu anlattığında önemsememek, kötü olduğunu düşündüğümüz veya bildiğimiz halde şimdi onu çekemem demek, hayatta yaşadıkları nedeniyle mutluluğun tadını çıkaramadığını fark ettiğimizde bunun için uğraşmamak, kendini dipte hissederken gözlerinin içinin parlaması için en ufak bir şey yapmamak, ben bunu yapmayı düşünüyorum dediğinde sonu kötü olabilecekse bile onu uyarmamak en kolayıdır. Hiçbir yük almaz insan omuzlarına kendininki dışında. Peki o zaman kendisinin ihtiyacı olduğunda ona aynı şekilde davranıldığında neden kötü hisseder?
Bir arkadaşım insanların hayatına dokuna bildiğimi söylemişti. Onların eksik parçalarını tamamladığımı. Bu konuşmadan sonra çok düşünmüştüm. Gerçekten ben insanların hayatına dokunabiliyor muyum? diye.
Kimlerin hayatında nasıl bir etkim oluyor bilmiyorum. Buna hayata dokunmak denir mi? zannetmiyorum.
Hayatımda olan insanlar ile ilgili olarak tek şeyden eminim.
Onlar uçurumdan atlasalar bile parçalarını tekrar birleştirmek için yanlarında olacağım. Tüm dünya onlara karşı olsa bile ben arkalarında destek olacağım. Benden tamamen farklı hayatlar yaşıyor, benim asla almayacağım kararlar alıyor olabilirler. Bunların hiçbiri önemli değil çünkü ben hayatımdaki insanları tercihleri nedeni ile sevmiyorum. Benimle iyiyi ve kötüyü paylaştıkları için seviyorum. Bana karşı canımı yakacak kadar dürüst oldukları için seviyorum.
Hayatımdan çıkmış olan insanlar ile ilgili tek şey söyleyebilirim.
Ya onlar benim yaralarımı iyileştirmek için hayatıma girdiler ve gittiler ya da ben. Bazı insanların sadece bir sebeple hayatlarımıza girdiklerini düşünüyorum. Bir görevleri oluyor ve o görev bittiğinde gidiyor. Hayatınıza bir anda girip aynı hızla çıkabiliyor. Artık size ihtiyacı kalmadığı için veya sizin ihtiyacınız bittiği için.

bir hayata dokunmakla ilgili resim ile ilgili görsel sonucuBir anda girip benim hayatıma dokunup sonra giden insanlar var hala müteşekkir olduğum. Bir anda benim hayatlarına girdiğim ve çıktığım veya çıkarıldığım insanlar da var; bana müteşekkir olduklarını umduğum…
Hayatı mutlu kılan hayatınızdakilerdir.
Yanında korkusuzca ağlayabildikleriniz, kötü olduğunuzu telefondaki sesinizden veya bakışınızdan anlayıp yanınızda olanlar, yalnız kalmak isteyip ittiğinizde bile oldukları yerde duranlar, uçurumdan atlasanız dahi parçalarınızı toplayanlar, canınızı yakacağını bilse bile dürüst konuşanlar…
Hayatınıza dokunan herkes hayatınızda kalmak zorunda değil. Artık hayatınızda olmadığı için o insan kötü olmak zorunda da değil. Hayatına dokunduğunuz insanın hayatının akışını değiştirdiğiniz için, artık aynı yolda yürümediğiniz için giderler arkalarına bakmadan. Bencil oldukları için değil. Yaralarını iyileştirip, kendine güvenini yerine getirdiğiniz insan artık farklı bir hayat yaşar. Size ihtiyacı olmadığı bir hayat.
Hayatınıza dokunup giden insanlara kızmayın.
Hayatlarına dokunduğunuz insanlar gitmek istediğinde de.
Bu bir alışveriş ise artık farklı markalardan giyinmek isteyen bir insan olduğunu düşünün. Hayata bakışı değiştiği için farklı yolları tercih eden bir yolcu. Farklı istasyonların varlığını görüp onları da denemek istediği için başka trene binen bir gezgin.
Hayatlara dokunmaktan vazgeçmeyin yaptıklarınızın değerinin bilinmediğini düşünerek.
Hayatınıza dokunulmasına izin verin her gidiş bir yara bıraksa bile…
Aydan Özdemir
Günün Sözü :
" Hayat çok kısa yarın bizi nelerin beklediğini, başımıza nelerin geleceğini bilemiyoruz. İyisi mi biz düşüncelerimizi, duygularımızı, sevgilerimizi, dostluklarımızı vefamızı yad etmeyi yarına ertelemeyelim. Kaldı ki yarını görememek, görüp de gidememek, söyleyememek var.                                                                Sevdiklerinize zaman ayırın; yoksa zaman sizi sevdiklerinizden ayırır…"– William Golding 

İbrahim Birol,  http:// ibrahimbirol.blogspot.com.tr/

18 Ocak 2018, Antalya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder