6 Ocak 2018 Cumartesi

“DOST” SANDIKLARIM…






Merhaba Gönül Dostlarım,

Bugünkü yazımızın konusu yazı  başlığında görüldüğü gibi Dostluk ve Dostluklar ile ilgili, ama yazımıza başlamadan evvel bir ölüm haberi ile sarsıldık, Türk Sinemasının büyük ismi, hepimize nice güzellikler sunmuş olan Münir Özkul abimizin ölüm haberi resmen verildi. Kendisi uzun zamandır KOAH ve Demans hastalıkları ile mücadele ediyordu ve bilinci kapanıktı. 93 yaşında aramızdan ayrılan usta sanatçı, böylece Adile'nin, Tarık'ın, Kemal'in, Halit'in yanına gitti ve ekibi tamamladı. 

Aydınlık alemlerde olsun. 
Tüm sinema sevdalılarının başı sağ olsun.

Önce Kendinizi Sevin  sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki,
Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın... 
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...
 
Esen Kalın
İbrahim Birol
****
SAHTE GÜLÜŞLER ARDINDAN “DOST” SANILANLAR !…


GERÇEK DOSTLAR SEVEN KALPLERDEDİR !…
Dost dediklerimiz vardır, “bittiğimizde” biten…
Arkadaşlar vardır umulmadık anda “omuz veren”..
Bir telefon görüşmesi, bir yorum, bir yazı ile “tanıdıklar” vardır dosttan ileri gönül tahtımıza yerleşen,
Ve “zavallılar” vardır kariyeri, parayı, şöhreti her şey zanneden…
Sahte gülüşlerin ardında ki yüzleri görmek için ya ekonomik olarak mağdur, ya hasta ya da işe ihtiyacınız olacak !
Bir kez sorar sonra kaybolurlar.
Dönüp yaşanmışlıklara bakarsınız, kurulan sofralarda ki kahkahalar gelir aklınıza, yatağınızı verdiğiniz günlerinizi anımsarsınız.

Çocuklarını “evlat” bilip büyüttüğünüz, sevdiği yemek olduğunda hiç üşenmeden bir kap içerisinde sevginizi taşıdığınız günler gelir gözünüzün önüne. Cenazelerde, düğünlerde onun yanında yer alıp sahiplenmeniz, annelerini anne, babalarını baba bildiğiniz günleri anımsarsınız.
Düşünürüz ki hasta olduğumuzda gecenin kaçı olursa olsun “bir telefon etsek” koşacak !
Daha da ileri gideriz, sohbetlerimizde “bana bir şey olsa çocuğuma sahip çıkarsın, dayısından, teyzesinden daha yakınsın bana !” muhabbetleri geçer, “Allah korusun elbette” dilek ve taahhütlü…
Çocuklarımız akrandır, arkadaştır, aynı okula gider.
Mezun olurlar, diploma törenlerinde birlikte ağlarız, duygularımız ortak, yüreklerimiz bir atar…
Sonra bir gün gelir, son telefon görüşmesinin üzerinden yıllar geçtiğini fark ederiz…
Gerekçeyi düşünürüz, kendimizi sorgularız, kendisine sorarız. “Zamansızlık” ve sıradan gerekçeler öne sürülür.
Oysa neden açıktır. Biz ekonomik olarak küçülürken, onlar büyümüştür !
Sonradan elde edilenler hazmedilememiştir, sırıtır !
Saygı, ahlak, sevgi yerini çok farklı şeylere bırakır.
Oturulan semt, binilen araba, “takıldıkları barlar, yemek yedikleri restaurantlar” girer devreye. Alışveriş edilen mağazalar, giyilen markalar konuşulmaya başlar.
Oysa ki yıllardır aranızda bu konuların lafı bile geçmemiştir.
Yeri gelmiş sizin diplomanızla onöre olmuş, sizin çevrenizi kullanmışlardır oysa…
Sizin beklentinizse sadece paylaşmak olmuştur.
Yüreğinizi, sevginizi, yeri geldiğinde evinizi, acınızı, sevincinizi, hüznünüzü, mutluluğunuzu…
Modern çağ her kolaylığı, her konforu ayağımıza getirirken, içimizde ki sevgiyi, insanca duyguları her gün biraz daha yok ediyor.
“Komşu komşunun külüne muhtaç” deyimi yerini, “Komşu komşunun nefesine muhtaç” şeklinde yer değiştirdi.
Kasaba, köy nüfuslu apartmanlar da giriş kapısı, merdiven boşlukları ve asansörleri paylaşıyoruz artık…
VEFA (!) , “O NE ?”
Eğer halâ varsa fotoğraf albümümüz, parmağımızın ucu ile dokunduğumuz yüzlerde buruk bir şekilde gülümsüyor…
Bir gün bir vesile ile “o haber” geliyor.
Siyah çerçeveli gözlükler arkasına saklanmaya çalışılan timsah gözyaşları, “yakınımısınız ?” sorusuna verdikleri “30 yılı aşkın dosttuk.” Yalanları , TEV’ e yaptıkları yüksek meblâğda ki bağış ve “Hakkınızı helâl ediyor musunuz?
“Helal olsun !” kapanış cümlesiyle tamamlanan son görev…
Her son, geride kalanlar için başlangıç aslında.
Yitirdiğimiz sadece bir insan değil, geçmiş yılları, anılarımızın büyük bir bölümünü de beraber sığdırıyoruz küçücük çukura ; diplomamızın, arabalarımızın, dairelerimizin, kıyafetlerimizin, ziynet eşyalarımızın hatta “bir çift çorabımızın” bile sığmayacağı…
“Sahte dostlar, sahte yüreklerde; gerçek dostlar seven kalplerdedir.” .
Dost selâmıyla kalınız.
Alıntı :  halukcangokce




                           https://youtu.be/gi3TdFIEEOo                                      
                                                                                                                                Günün Sözü :      
dostluk sözleri ile ilgili görsel sonucu

adnan şenses resim ile ilgili görsel sonucu



İbrahim  Birol,  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/

6 Aralık 2018, Antalya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder