Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir...
İyi Hayatın Beş Önemli Kuralı
İyi ve güzel yaşlanmak, keyifli ve huzurlu bir ömür sürmek için pek çok şey söylenebilir ama ben şu beş noktanın çok önemli olduğuna inanıyorum.
1. KABULLENİN!
İyi yaşlanmanın birinci kuralı, ‘yaşlılığı olduğu gibi kabul etmektir. Yaşlanmak doğal, ilerleyici ve durdurulamaz bir süreçtir. Yapabileceğiniz, onu ‘hakkıyla, keyifle, huzurla, sağlıkla yaşamak’ ve bazı doğru alışkanlıklar edinerek belki biraz yavaşlatmaktır.
2. SAPLANTI YAPMAYIN!
Eğer “Sağlıklı bir orta yaşlılık ve yaşlanma sürecim olsun” diyorsanız, yapacağınız şeyler çok basit. Yaşlanmaya bağlı hastalıkları engellemek, eğer bu mümkün olmazsa etkilerini en aza indirmek yeterli. Çünkü bütün araştırmalar yaşlılığın kalitesini azaltan sorunların neredeyse tamamının yaşlanmayla ilgili hastalıklardan kaynaklandığını gösteriyor.
3. GELİP GEÇİCİLİĞE İNANIN!
Bana göre iyi hayatın en önemli sırlarından biri, hayatın bir sonu olduğuna inanmaktır. Hayatın ölümlü olduğuna inanıp onu keyifle, coşkuyla ama akıllıca, bilinçli bir şekilde, inanarak, kendini hayatın zenginliklerinden koparmadan yaşamaktır. Yok oluşun basitliği ve kolaylığı ikinci hayatı daha da hafifletir. Üstünüzdeki yükü bir hayli alır.
4. HOŞ BİR SEDA BIRAKIN!
Gelecek nesillere bir şeyler bırakmak yani “Baki kalan gök kubbede hoş bir seda olmaya çalışmak”, iyi ve güzel bir hayatın ve daha uzun yıllar hatırlanmanın en önemli sırrıdır. Ben bunu ‘anılma-akılda kalma yaşı’ diye tanımlıyorum. Biyolojik yaşınız da, kronolojik yaşınız da siz ‘yaşarken’ lazımdır. ‘Anılma yaşınız’ ise sizden sonra...
5. MEŞGUL OLUN!
Bana yöneltilen sorular arasında ilk sırayı daima “Ne zaman yaşlıyız?” alır. Bu sorunun pek çok farklı cevabı var ama benim en çok hoşlandığım “Yapacak bir şeyiniz kalmadığı zaman!” cümlesiyle başlayanıdır.
Huzurlu bir yaşam için neler yapmalısınız?
Yetinmeyi öğrenin: Mutsuzluk virüsünün bulaşmasını kolaylaştıran nedenlerin en önemlisi, yetinmeyi bilememek yani tatminsizlik duygusudur.
Geçmişe takılıp kalmayın: Geçmişteki sıkıntılara takılıp kalmak bugünü ve geleceği ıskalamanızı kolaylaştırır. Hayatın ufak tefek aksamalarını, ayağınıza takılan taşlar gibi değerlendirin ve daima önünüzdeki maçlara odaklanmaya gayret edin.
Hayata sarılın: Eğer tadını çıkarmak istiyorsanız, her hayatın içinde yüzlerce keyif, binlerce lezzet var. Bunları kavrayabilmeniz için hayata her zaman sımsıkı sarılmak lazım.
Çoğalın: Çoğaldıkça yalnızlıktan kurtuluruz. Kalabalıklaşmak, aidiyet hissini güçlendirip endişeyi azaltır. Yeni arkadaşlıklar edinmek, eski dostlukları güçlendirmek, farkı sosyal aktivitelerde yer almak ruhu ‘mutluluk bastonu’ gibi etkiler.
Ailenize sahip çıkın: Sadece işinizi, çevrenizi sahiplenmeniz yetmez. Çocuklarınız, anne-babanız, kardeşleriniz ve diğer hısım akrabalarınız da önemli. Onlarla iyi ve güvenli ilişkiler herkese iyi gelir.
Duanın gücünden istifade edin: İnancı güçlü, maneviyatı sağlam, duası içten kişilerin sağlık sorunlarının azaldığını ya da bu sorunları daha çabuk atlattıklarını gösteren yüzlerce gözlem var. Güçlü bir inanç dünyası zayıflığınızı kabullenmenizi ve yardım talep etmenizi de kolaylaştırır. Endişe ve korkuyla mücadele etmenizi destekler.
Yavaşlayın: En önemli noktalardan biri de budur. Aşırı hız, hayatı kendimizle ya da başkalarıyla paylaşma olasılığını azaltıyor. Ruhu bedenden koparıyor, üzüyor, yoruyor ve hırpalıyor.
Enine büyümeyi unutmayın: Siz isteseniz de istemeseniz de refahın yaygınlaşması, modern bilimlerdeki gelişmeler, tıpta elde edilen başarılar hayatı her 20 yılda bir iki-üç yıl zaten uzatıyor. Yani boyuna büyüme ve uzun yaşam zaten garanti! Sorun enine genişleyememekten, hayatın içeriğini zenginleştirememekten kaynaklanıyor. Zayıflayan, güçsüzleşen tarafı da bu zaten hayatın. Enine büyümenin rolü ruhsallığa önem vermekten geçiyor.
Üretin: Çalışan ve üreten insanların ömrü daha uzun, keyfi daha çok, huzuru daha bol oluyor. Bu âlemden göçüp gitmeden önce ‘hayat çorbası’ denilen o muhteşem yemeğin içine katacak yeni ve farklı tatlar üretmeye çalışın. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli ürettikleri için hâlâ yaşıyor.
Empatiyi öğrenin: Empati de önemli bir nokta. Olaylara karşınızdakinin penceresinden bakmak, onun duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmak size de kesinlikle iyi gelecektir.
İç hesaplaşmalardan korkmayın: Hepimizin artıları, eksileri, varları, yokları, yanlışları, doğruları var. Bunları bilmek, törpülemek ya da geliştirmek iyi hayatı kolaylaştırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder