Merhaba Gönül Dostlarım,
Amerika' da uzun yıllar yapılan bir araştırma, 18 yaşından başlamak üzere 80 yaşına gelene kadar tam 75 yıl süren ve 750 kişinin hayatları çok yakından takip edildikten sonra araştırma sonunda bakın hangi sonuçlar elde edilmiş. Ben kendim olarak şu kadarını söyleye bilirim ki ' Her Şey Para Değildir' şeklinde çok önemli bazı gerçeklerin elde edilmesinde faydalı olmuş. Bunun yanıtlarını aşağıdaki yazımda sizlerle paylaşmak istedim.
Her şey para değildir.Hayatta para ile alınacak birçok değerli şeyler olduğunu biliriz.
Ama para hiç bir zaman onur veya temiz bir vicdan satın alamaz.bu yüzden çok kaybettim iyi niyetli biri olmakla
Gerçek sevgi ve dostlukta para ile alınmaz.
Bunlar hak edilerek kazanılır.Alın teriyle..öyle değil mi?
Para ilaç alır ama sağlık alamaz.
Para yiyecek alır ama iştah alamaz.
Para yatak alır ama uyku alamaz.
Para bir ev alabilir ama yuva alamaz.
Para lüks şeyler alabilir ama kültür alamaz.
Para eğlence alır ama mutluluk alamaz.
Ve
Hayatta en değerli şeyler parayla satın alınamayanlardır..
Çevremdeki herkes benim ne kadar iyi yürekli ve vicdan sahibi olduğumu bilir.Ama bazen diyorum ki bu kadar iyi olmak doğru mu? iŞTE BUNUN CEVABINI BULAMADIM..
Önce Kendinizi Sevin, sonra da Sevdiklerinizin, sahip olduklarınızın ve size değer verenlerin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun... En iyi dileklerimle. Esen kalın...
Unutmayın ki, sizin beğenmediğiniz yaşantınız, bir başkasının hayali olabilir..
75 yıl süren araştırma: Hayatta seni en mutlu kılacak şey nedir?
Bir araştırma düşünün ki 75 yıl sürmüş olsun. Tam 75 yıl boyunca 750 kişiyi takip etmişler.
Birbiriyle çok zıt iki grup üstelik.. Bir yarısı Harvard Üniversitesi mezunu, diğer yarısı Boston’ un en yoksul mahallerinde yaşayan gençler..18 yaşında tutmaya başlamışlar kayıtları. Gençlere sormuşlar, “Hayatta seni en mutlu kılacak şey nedir? “ Çoğunluk ne cevap vermiş tahmin edin…ki zıt toplumsal kesim, tutmuş aynı yanıtı vermişler : Zenginlik ve şöhret ! Şimdi buraya kadar normal, ee ne olmuş ki diyebilirsiniz..
Ama iş o 750 genci, 70-80 yaşlarına kadar takip etmek olunca enteresan sonuçlar çıkıyor. Hem de öyle böyle detay değil, sağlık raporlarından, banka hesaplarına, aile bireyleri ile görüşmelerden , her yaşta ayrı fotoğraflarına kadar..
Araştırmayı sunan Amerikalı bir Psikiyatr Robert Waldinger. Fotoğrafları gösteriyor, 18 yaşındaki hali-80 yaşındaki hali.. Öyle enteresan ki görmeniz lazım..
O 750 kişiden kaçı ünlü ve zengin olmuştan öte, hedefte şu soru var, “ Kaçı mutlu ve sağlıklı yaşlılar olabilmişler? “
Hani zengin ve ünlü olunca mutlu olacaklardı ya…:) Olabilmişler mi? Sizce….?
Keşke yazı değil de sohbet olabilseydi bu, cidden aklınızdan ne geçtiğini duymak isterdim…
Neyse fazla merakta bırakmayım sizi..Zengin ve ünlü olmanın, mutlu ve sağlıklı olmakla direkt bir ilgisini “kuramamışlar” efendim.! Anahtar kelime ne biliyor musunuz? “Sosyal ilişkiler” !Onca 750 kişinin içinde, mutlu ve sağlıklı olan kişiler , etrafında dostları, akrabaları, komşularıyla, kısacası sevgi ile çevrili olanlar.. İster Harvard mezunu olsun, ister yoksul bir ailenin çocuğu.. Fark etmiyor. Bu arada kaç arkadaşınız olduğu da önemli değil. İlişkilerin “kalitesi” önemli. Güven duygusu , kabullenilme, takdir edilme, aidiyet vesaire..
Yani anlayacağınız 60-70 yaşlarına geldiğinizde, kolesterolünüzün veya tansiyonunuzun kaç bastığı bile bir şekilde ilişkilerinizin güzelliğine bağlı. İyi ilişkiler sadece vücudumuzu değil, beynimizi de koruyor. İyi bir ilişkinin de baş tacı “güven” diye vurguluyor adam..
Tam da geçenlerde kızımla bu konuda sohbet etmişken.. “ ‘Dostluk’, dedim, tabakta kalan son patates kızartmasını birbirine ikram etmektir. O üzülünce ona kıyamamak, biri onu hırpalarsa ona siper olup korumak, o başarılı olduysa kendin olmuş gibi sevinmektir. Dost demek güven demektir güzel kızım. Sen önce güvenilir bir insan olacaksın ki etrafına da güvenilir insanlar toplansın. Sen yalancı, sen kıskanç, sen kaba biri olursan etrafında da öyle arkadaşlar olur. Gül bahçesi mi, diken tarlası mı, sen seçeceksin. “
Diyeceğim o ki, günümüz dünyasında tüm mutlulukların maddiyata
endeksli olması bir tesadüf değil. Bir kurgu. Bir yönlendirme.
endeksli olması bir tesadüf değil. Bir kurgu. Bir yönlendirme.
Yok mu sayacağız maddiyatı? Elbette ki hayır. Ama birinci sıradan indireceğiz.
Çok zengin ve ünlü bile olsa bir insan, sana telefonu teklifsizce açıp, “Vayy be ..! Helal olsun kardeşim sana..!! Gurur duyuyorum seninle..” diyecek bir gerçek dostun yoksa neye yarar?İçin katılıp ağladığında, ya da yüreğine kara kara isli bulutlar yürüdüğünde yargılanmayacağından emin olarak dertleşmeyeceksen bir can yoldaşıyla, zehrini nereye akıtabilirsin ?
Tabakta kalan son patates kızartmasını yayıla yayıla ağzına atıyor olabilirsin.. Atlar, katlar, yatlar sahibi olabilirsin.. Herkes önünde iki büklüm eğilip ceketini ilikliyor olabilir, ama hayat, sen evinin kapısından içeri girip, o kapıyı kapattığın an başlar..
O kapının ardında, yani senin iç dünyanda kaç tane sevgili varlık var?
Kaçına güvenebilirsin? Sen kaçı için güvenilir kişisin?
Gözlerin yaşlıyken kaçının kolları sana uzanır?
Kaçı senin hangi yemeği sevdiğini, veya ne bileyim kimyondan nefret ettiğini bilip, ona göre sana yemek pişirir?
Kaçı sen balkonda üşüdüğünde içerden bir pırtıl hırka alıp omuzlarına konduruverir?
Kaçını gecenin kör bir saati teklifsiz arayabilirsin, o seni arayabilir? Yurdu yuvası olmayan, konacak yer bulamayan kuşlara döner yalnız insanlar…
Kaçına güvenebilirsin? Sen kaçı için güvenilir kişisin?
Gözlerin yaşlıyken kaçının kolları sana uzanır?
Kaçı senin hangi yemeği sevdiğini, veya ne bileyim kimyondan nefret ettiğini bilip, ona göre sana yemek pişirir?
Kaçı sen balkonda üşüdüğünde içerden bir pırtıl hırka alıp omuzlarına konduruverir?
Kaçını gecenin kör bir saati teklifsiz arayabilirsin, o seni arayabilir? Yurdu yuvası olmayan, konacak yer bulamayan kuşlara döner yalnız insanlar…
Neticede Yaşar Kemal de dememiş mi ; “ İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar” diye…
Yani evrende yakışıklı bir iz bırakmanın yolu zenginlik ve şöhretten değil de, “insanlık”tan geçiyormuş .
Anlamak için 80 yaşımıza gelmeyi beklemeyelim bence..:)
Bige Güven Kızılay
Hayal Ağacım -Hayykitap
Sayfa 179 ( 70 Yıl Süren Araştırma )
https://www.ted.com/.../robert_waldinger_what_makes_a_good_life...
www.ted.com/talks/
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
19 Ocak 2018, Antalya
Hayal Ağacım -Hayykitap
Sayfa 179 ( 70 Yıl Süren Araştırma )
https://www.ted.com/.../robert_waldinger_what_makes_a_good_life...
www.ted.com/talks/
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
19 Ocak 2018, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder