1 Haziran 2016 Çarşamba

ANIT HİKAYESİ





stanford üniversite resmi ile ilgili görsel sonucu



Değerli Dostlarım,


Sizler için gerçekten daha önce  yaşanmış muhteşem bir hikaye daha.  Önyargılarımız, yaftalarımız bizi doğru yola götürmez. İnsanları dış görünüşleriyle yargılamak ne kadar da yanlıştır.
Ön yargılı davranmak konusunda, daha önce sizinle benzer  bir hikaye paylaşmıştık.
Gerçekleşmesi mümkün olmayan konular üzerinde önyargıyla tartışmak faydasızdır. Faydasız bir işi biz kendimize yakıştıramayız. Gerek olaylar gerekse şahıslar hakkın da erken karar vermek sonu pişmanlıkla bitecek tatsızlıklara sebep olabilir. Önyargılar, başkalarıyla ilgisi olmayan, tamamen bizim kendi tutumlarımızdan kaynaklanan durumlardır.
Farkında olmadan böyle bir alışkanlığa yakalanabiliriz. Sonrasında ise ilişkilerimiz zedelenir.
Çünkü, önyargılar öfkeye, şüpheye, gereksiz rekabete, kırıcı ve üzücü önlemlere, dedikoduya ve kötü kurnazlığa sebep olabilir. Ayrıca hikayemizde olduğu gibi büyük kayıplara sebebiyet verebilir. Kendi çabalarımızla bu türden yanlış bakış açılarımızı ve farklı görüşlerimizi düzeltebiliriz.

Gelecekte önyargılardan arınmış bireyler olarak toplum içindeki yerimizi. bir an evvel alma adına büyük bir çaba sarf etmemiz gerekir..

Mutlaka okumalı ve paylaşmalısınız. Sevdiklerinizin, dostlarınızın da bu hikayeyi okumasını sağlayabilirsiniz.

En iyi dileklerimle. Esen kalın,

 İbrahim Birol

****
 Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, Boston treninden inip utangaç bir tavırla rektörün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti… Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralıların Harvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi?
Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkânsızdı. Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu.
Yaşlı kadın, çekingen bir tavırla; “Bekleriz” diye mırıldandı… Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi. Sekreter sesini çıkarmadan masasına döndü. Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi.. Sonunda sekreter, dayanamayarak yerinden kalktı. “Sadece birkaç dakika görüşseniz, yoksa gidecekleri yok” diyerek rektörü ikna etmeye çalıştı.
Anlaşılan çare yoktu. Genç rektör, isteksiz bir biçimde kapıyı açtı. Sekreterin anlattığı tablo içini bulandırmıştı. Zaten taşralılardan, kaba saba köylülerden nefret ederdi. Onun gibi bir adamın ofisine gelmeye cesaret etmek, olacak şey miydi bu? 
Suratı asılmış, sinirleri gerilmişti.
stanford üniversite resmi ile ilgili görsel sonucuYaşlı kadın hemen söze başladı. Harvard’da okuyan oğullarını bir yıl önce bir kazada kaybetmişlerdi. Oğulları, burada öyle mutlu olmuştu ki, onun anısına okul sınırları içinde bir yere, bir anıt dikmek istiyorlardı.
Rektör, bu dokunaklı öyküden duygulanmak yerine öfkelendi. “Madam” dedi, sert bir sesle, “Biz Harvard’da okuyan ve sonra ölen herkes için bir anıt dikecek olsak, burası mezarlığa döner…”
“Hayır, hayır” diyerek haykırdı yaşlı kadın. “Anıt değil… Belki, Harvard’a bir bina yaptırabiliriz”.
Rektör, yıpranmış giysili insanlara nefret dolu bir nazar fırlatarak, “Bina mı?” diyerek tekrarladı, “Siz bir binanın kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Sadece son yaptığımız bölüm yedi buçuk milyon dolardan fazlasına çıktı…”
stanford üniversite resmi ile ilgili görsel sonucuTartışmayı noktaladığını düşünüyordu. Artık bu ihtiyar bunaklardan kurtulabilirdi.
Yaşlı kadın, sessizce kocasına döndü: “Üniversite inşaatına başlamak için gereken para bu muymuş? Peki, biz niçin kendi üniversitemizi kurmuyoruz, o halde?”
Rektörün yüzü karmakarışıktı. Yaşlı adam başıyla onayladı.

Bay ve bayan Leland Stanford dışarı çıktılar. Doğu California’ya, Palo Alto’ya geldiler. Ve Harvard’ın artık umursamadığı oğulları için onun adını ebediyen yaşatacak üniversiteyi kurdular. Amerika’nın en önemli üniversitelerinden birini Stanford’u.


Kaynak : Güzel Sözler. com

Günün Sözü :
İnsanlarda ki önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan çok daha zordur. " Einstein

İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Mayıs 31, 2016, Antalya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder