Türk Kurtuluş Savaşı
Merhaba Değerli Dostlar,
Kurtuluş Savaşı bir çoğumuzun düşündüğü gibi pek kolay geçmedi, Anlatılanları içimizde ta ruhumuzun derinliklerinde hissettiğimiz an çekilen cefalar, zorlukları belki bir nebze olsun anlayabilir veya idrak edebiliriz.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle.
Esen kalın.
İbrahim Birol
****
Kurtuluş Savaşı Nasıl Kazanıldı
Kurtuluş Savaşı Nasıl Kazanıldı
Kurtuluş savaşı boyunca Atatürk ve beraberinde Türk milleti bir çok zorlukla mücadele etmiştir. Toprağımızın her karış toprağında mücadele verdik. Vatanımız ve geleceğimizle ilgili bir mücadele olduğundan dolayı Türk milletinin azmi ve liderlik sıfatlarına sahip olan Atatürk ile üstesinden gelmiş bulunmaktayız. Milletin gücü ile Atatürk’ün yönlendirmesi sayesinde kurtuluş savaşındaki zorlukları aşarak Cumhuriyetimizi kurduk.
Kurtuluş savaşının başlaması ile karşılaşılan olumsuzluklara rağmen halk umutsuzluğa kapılmadı. Meclis’in açılması ve yapılan kongreler sayesinde Türk milletinin azmi ön planda tutulmuştur. Ülkemizin dört bir yanı işgal altındayken halkın göstereceği tepkiler doğrultusunda ülkemiz kurtuluşa doğru gidecekti. Atatürk bu tür zorluklara karşı birlik beraberlik sağlayarak düşmanlara karşı mücadele edilmesi gerektiğini gördü. Gerek kendisi için çıkartılan idam kararına aldırış etmeden mücadelesine devam etti. Ülkemizin daha modern ve bağımsız olması adına Halk maddi ve manevi olarak büyük kayıplar verdi.
Aileler azınlığa ulaşarak evde erkek kalmamıştır. Gayri Müslimlerin sahip olduklarını kaçırarak Osmanlı Devleti ile paylaşmadı. Halk elinde olan her şeyi askere ve orduya adamıştır. Gerek cephelere taşıdıkları cephane, yiyecek, giyecek gibi eşyalarda etkisi olmuştur. Evlatlarını kınalayarak kurtuluş savaşında cephelere göndererek mücadele etmelerini istemişlerdir. Savaşın bitmesi dahi ailelerdeki izlerin unutulmasını sağlamadı. İnsanların devlete olan güvenleri her geçen gün azalmaktaydı. Tehdit olmadan çıktı ve işgalci kuvvetlerin halen halk arasında olduğu görülüyordu. Kurtuluş savaşında yaşananlar psikolojik olarak insanların hafızalarına kazınmıştı.
Alıntı : denkbilgi.com
ATANIN ANAFARTALAR' DAN BİR ANISI Atatürk Anafartalar'da düşmanı şaşkına çevirirken gerektikçe hasmının durumundan bilgi edinmek için "bir dil yakalayın!" der, Mehmetçikler de ne yapıp yapıp karşı taraftan bir asker yakalar getirirlermiş
Bir gün getirilen dilden gerekli bilgiler alındıktan sonra ata sormuş:
- Peki, sen yeni Zelandalısın madem, Türklerden ne kötülük gördün ki vuruşmak için kalkmış ta oralardan buraya gelmişsin?
Yeni Zelandalının bunu sırf spor için yaptığını ve kendisinin sportmen olduğunu öğüngen bir tavırla söylemesi üzerine Ata:
- İyi ama, sportmenliğin ne işe yaradı? Baksana, bir erimizin önüne düşmüş kuzu kuzu buraya getirilmişsin! Deyince tutsak şu karşılıkta bulunmuş:
- Sizin eriniz spor kurallarını çok kaba bir şekilde çiğneyince ben ne yapabilirdim? Sportmen olmayan hasımlarla karşılaşacağımı bilseydim hiç gelmezdim!
Meğer Mehmetçik, Zelandalıyı en can alacak yerinden yakalayarak sıkıp bayıltmış, avını ayılıncaya dek sırtında taşımış, sonra da elini çekmeden Türk siperlerine değin sürmüş
Ata bu öyküyü anlatır Zelandalının sportmenlik anlayışına, Mehmetçiğin de kullandığı pratik (!) usule gülerdi
Savaşın çocuk tanığından bir anı
Savaşın çocuk tanığı Hüseyin Bedel: Yunan askerleri evimizde kalmasın diye yataklarına karınca döktük
İşgal yıllarında 2 Yunan subayı bizim evde kalıyordu Babam yaşlı olduğundan askere alınmamıştı Ben de küçüktüm Köylülerin evleri hep yakılmış, yıkılmıştı Birkaç evin haricinde sağlam ev yoktu Sağlam yerlerde de komutanlar kalırdı Köylünün evleri aranır fakat bizim ev aranmazdı Evde tahtakurusu olduğu için rahat edemezlerdi Daha çok rahatsız olsunlar da evi boşaltsınlar diye rahmetli annem bir yol bulmuştu Topladığı karıncaları subaylar görmeden onların yataklarının altına döktü
Gece karıncalardan uyuyamayan Yunan subayları erkenden evi boşaltıp komşunun evine taşındılar Fakat komşunun evinin kapı ve pencereleri yoktu Bizim evin kapı, pencerelerini söküp oraya taktırdılar
Alıntı: Frmsinsi.com
Kurtuluş savaşının başlaması ile karşılaşılan olumsuzluklara rağmen halk umutsuzluğa kapılmadı. Meclis’in açılması ve yapılan kongreler sayesinde Türk milletinin azmi ön planda tutulmuştur. Ülkemizin dört bir yanı işgal altındayken halkın göstereceği tepkiler doğrultusunda ülkemiz kurtuluşa doğru gidecekti. Atatürk bu tür zorluklara karşı birlik beraberlik sağlayarak düşmanlara karşı mücadele edilmesi gerektiğini gördü. Gerek kendisi için çıkartılan idam kararına aldırış etmeden mücadelesine devam etti. Ülkemizin daha modern ve bağımsız olması adına Halk maddi ve manevi olarak büyük kayıplar verdi.
Aileler azınlığa ulaşarak evde erkek kalmamıştır. Gayri Müslimlerin sahip olduklarını kaçırarak Osmanlı Devleti ile paylaşmadı. Halk elinde olan her şeyi askere ve orduya adamıştır. Gerek cephelere taşıdıkları cephane, yiyecek, giyecek gibi eşyalarda etkisi olmuştur. Evlatlarını kınalayarak kurtuluş savaşında cephelere göndererek mücadele etmelerini istemişlerdir. Savaşın bitmesi dahi ailelerdeki izlerin unutulmasını sağlamadı. İnsanların devlete olan güvenleri her geçen gün azalmaktaydı. Tehdit olmadan çıktı ve işgalci kuvvetlerin halen halk arasında olduğu görülüyordu. Kurtuluş savaşında yaşananlar psikolojik olarak insanların hafızalarına kazınmıştı.
Alıntı : denkbilgi.com
ATANIN ANAFARTALAR' DAN BİR ANISI Atatürk Anafartalar'da düşmanı şaşkına çevirirken gerektikçe hasmının durumundan bilgi edinmek için "bir dil yakalayın!" der, Mehmetçikler de ne yapıp yapıp karşı taraftan bir asker yakalar getirirlermiş
Bir gün getirilen dilden gerekli bilgiler alındıktan sonra ata sormuş:
- Peki, sen yeni Zelandalısın madem, Türklerden ne kötülük gördün ki vuruşmak için kalkmış ta oralardan buraya gelmişsin?
Yeni Zelandalının bunu sırf spor için yaptığını ve kendisinin sportmen olduğunu öğüngen bir tavırla söylemesi üzerine Ata:
- İyi ama, sportmenliğin ne işe yaradı? Baksana, bir erimizin önüne düşmüş kuzu kuzu buraya getirilmişsin! Deyince tutsak şu karşılıkta bulunmuş:
- Sizin eriniz spor kurallarını çok kaba bir şekilde çiğneyince ben ne yapabilirdim? Sportmen olmayan hasımlarla karşılaşacağımı bilseydim hiç gelmezdim!
Meğer Mehmetçik, Zelandalıyı en can alacak yerinden yakalayarak sıkıp bayıltmış, avını ayılıncaya dek sırtında taşımış, sonra da elini çekmeden Türk siperlerine değin sürmüş
Ata bu öyküyü anlatır Zelandalının sportmenlik anlayışına, Mehmetçiğin de kullandığı pratik (!) usule gülerdi
Savaşın çocuk tanığından bir anı
Savaşın çocuk tanığı Hüseyin Bedel: Yunan askerleri evimizde kalmasın diye yataklarına karınca döktük
İşgal yıllarında 2 Yunan subayı bizim evde kalıyordu Babam yaşlı olduğundan askere alınmamıştı Ben de küçüktüm Köylülerin evleri hep yakılmış, yıkılmıştı Birkaç evin haricinde sağlam ev yoktu Sağlam yerlerde de komutanlar kalırdı Köylünün evleri aranır fakat bizim ev aranmazdı Evde tahtakurusu olduğu için rahat edemezlerdi Daha çok rahatsız olsunlar da evi boşaltsınlar diye rahmetli annem bir yol bulmuştu Topladığı karıncaları subaylar görmeden onların yataklarının altına döktü
Gece karıncalardan uyuyamayan Yunan subayları erkenden evi boşaltıp komşunun evine taşındılar Fakat komşunun evinin kapı ve pencereleri yoktu Bizim evin kapı, pencerelerini söküp oraya taktırdılar
Alıntı: Frmsinsi.com
Günün Sözü : "Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır." M. Kemal Atatürk
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
23 Ocak, 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder