Bu Blog; bilgilerin, fikirlerin, duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, öğrenmenin ve gelişmenin yollarının arandığı bir ortam yaratmak ve böyle bir amaca hizmet etmek isteyen bir " Gönül Dostunuz" tarafından hazırlanmıştır. Dünle beraber gitti, düne ait ne varsa, bugün yeni günde, yeni bir şeyler söylememiz, paylaşmamız ve yapmamız lazım... Paylaştıkça değer kazanan tek şey, Bilgidir. Saygılarımla...
30 Ocak 2017 Pazartesi
ÇETMİLİ KARA ALİ
Merhaba Değerli Dostlar,
Kurtuluş Savaşımız mücadelesindeki Kahramanlarımızın tanıtımlarıyla ilgili yazılarımıza ısrarla devam etmek istememizdeki amacımız, bu ülkenin düşmanlarına karşı verilen mücadelelerde Sayın Hocam Prof. Dr. Ramazan Demir' in aşağıdaki yazısında belirttiği gibi "Bu duyguyu canlı olarak yaşamak, vatan sevgisinin sonsuzluğunu hissetmek..." amacı ile, ben de siz değerli Dostlarımla paylaşmak istedim. Başlık yazımızı kısa tutmak zorundayım, çünkü hikayemiz biraz uzun.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
Bir Kahramanın Hikâyesi...
Yıl 1912, Balkan Harbi başlar...
Bir yiğit çağrılır askere, adı: Çetmili Kara Ali...
Bir oğlu vardır, adı Mehmet, henüz 8 yaşındadır...
Oğlunu, yavuklusunu tereddütsüz bırakır, katılır Balkan Harbine, savaşır...
Türk tarihinin en büyük mağlubiyetlerinden olan Balkan Harbi biter...
Balkanlarda sadece yenilen ordu değil, Osmanlının kaybolan, yok olan itibarıdır aynı zamanda...
17 günde tüm Balkanlar kaybedilir; silahlar, cephaneler geride bırakılarak...
Savaş bitmez ama Çetmili Kara Ali için...
Artık o bir; Çavuş' tur da...
Balkan'dan sonra Galiçya'da başlar savaş, evine uğramadan oraya katılır, savaşır... Yeni bir cephe açılır Hicaz ve Yemende, sevkiyat alır Yemen için, yine evine uğramadan varır Yemen'e...
Savaşır, korur kutsal toprakları' Hicaz'ın "küffara" karşı...
Savaşır, kahramanlıklar gösterir de gösterir; cepheden cepheye koşar...
Derken Kafkaslarda cephe açılır Türk'e karşı, bu kez Kafkas cephesinde savaşmak üzere Yemenden Kafkasya'ya yollanır, yine evinin, çocuğunun yüzünü görmeden... Kafkaslardan Doğu Cephesine iner, bu kez orada savaşır düşmanla...
Tam 11 yıl olur cepheden cepheye giderek, savaşarak...
Vatan için... Bayrak için... İffet için... Din-i Muin' için...
Çarpışır düşmanla sarsılmaz bir inanç ve imanla...
**
Sıra son sefere gelir...
Adı Kurtuluş Savaşıdır (İstiklal=Hürriyet Savaşı)...
Girer Mustafa Kemal Paşa'nın emrine, devam eder savaşmaya, işgalci emperyalist güçlere karşı... Vatan için, bayrak için, iffet için, Türklük için ve hürriyet için...
Türk milletini Anadolu'da boğmak isteyenlere karşı...
Kocatepe'den başlatılan büyük taarruz, Dumlupınar Başkomutan Meydan Muharebesiyle devam ederken bir "mucize" gerçekleşir...
Sekiz yaşında iken evde bıraktığı oğlu Mehmet, 19 yaşında Alay Sancaktarı olarak karşına çıkar cephede...
Sarılırlar...
Duygu selini tarife kelimelerin-satırların gücü yetmez...
Kucaklaşırlarken cephede, mevzilerde, mitralyöz atışı devam eder...
Ve 31 Ağustos günü şehit olur Çetmili Kara Ali Çavuş...
Tekrar edelim ismini; Çetmili Kara Ali Çavuş...
Oğlu Onbaşı Alay Sancaktarı Mehmet'in kollarında son nefesini verirken;
"Vatan kurtulsun yeter...
Mustafa Kemal sağ olsun yeter...
Hakkım helal olsun evlat..." diye fısıldar, ruhunu teslim ederken...
Kahraman babayı kucağında taşır oğul onbaşı Mehmet...
Ve kutsal vatan toprağına emanet eder...
**
Oğul Onbaşı Alay Sancaktarı Mehmet mi ne mi yapar?
Kahraman babası gibi devam eder çarpışmaya vatanın kurtuluşu için...
Emperyalistlerin kuklası işgalci Palikaryayı Ege'nin serin sularına gömmek için kovalar düşmanı, en ön saflarda...
Ve 9 Eylül günü İzmir'e ilk giren birliğin başında şehit olur Sancaktar Onbaşı Mehmet...
**
Bu muhteşem kahramanlık hikâyesinin çok küçük özetini anlattım size...
Bu duyguyu canlı olarak yaşamak, vatan sevgisinin sonsuzluğunu hissetmek...
har vurup harman savurduğumuz' Anadolu toprağının nasıl ve nelerin feda edilerek yapıldığını düşünmek... Hür insan' olarak nefes almanın ne demek olduğunu hissetmek...
Dumlupınar Şehitliğinin manevi atmosferini solumak...
Kocatepe'deki Mustafa Kemal'in volkanik taşlarla olan "hücum" siperini düşünmek...
Düşmanın işgal edip mevzilendiği teker-teker "tepeleri" görmek ve düşünmek...
Zafer yolunu yürümek...
Tüm bunları görmek, olayları yeniden yaşamak...
Ve düşünmek... Yeniden düşünmek...
**
BAZI SORULAR;
*Bu vatanın nasıl ve ne fedakârlıklarla kurtarıldığını düşündünüz mü?
*Kanla-canla bedeli ödenmiş, sınırları kanla çizilmiş vatanın şimdilerde pazarlık konusu yapıldığını, tarım arazilerinin nasıl "pazarlandığını" da biliyor musunuz?
*Hainlerin emperyalist işgalcilerden daha tehlikeli ve "düşman" olduğunu...
... ... ... ... ...
Evet, yaşanmış gerçek bir kahramanlık hikâyesinin çok kısa özeti...
SİZE BAZI SORULARI HATIRLATSIN DİYE YAZDIM VE PAYLAŞTIM...
Alıntı : Prof. Dr. Ramazan Demir
https://youtu.be/mHmV1wlx9vI
:Güzel Sözler :Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez.”
Sakarya Meydan Muharebesi
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
30 Ocak ,2017, Antalya
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Merhaba Değerli Dostlar, Bu sayfamızda Armut dibine düşer sözünün anlamı hakkında bilgi vermek isterim. Hepimizin bildiği ve zaman zaman...
-
Çok Değerli Dostlar Merhaba, Bugüne, Bloğumuzun adı ile ilgili bir yazımı paylaşarak başlıyorum. Gerçek Do...
-
Merhaba Gönül Dostlarım, Bu yazımızda İstanbul' da yaşayan ve çalışan Kadınlarımızın bu şehirde günlük yaşantıları esnasında ...
-
Merhaba Gönül Dostlarım, Bu yazımda hepimizin bildiği bir şarkının nağmelerinde takılı kalan hüzünlü bir hikayeyi sizlerle paylaşac...
-
Merhaba Değerli Dostlar, Turizm yörelerimizle ilgili tanıtım yazılarımızın bugünkü durağı Konya ilimiz olacak. ...
-
Film ve Animasyon Merhaba Gönül Dostlarım, Umudunu Kaybetme Filmine Konu Olan Chris Gardner’in Gerçek Hikayesi ABD’li ünlü iş a...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder