2 Ocak 2017 Pazartesi



KÜÇÜK ŞEYLER  (4)

küçük şeylerle mutlu olmak ile ilgili görsel sonucu





                                                                                      siyah kurdele ile ilgili görsel sonucu







Merhaba Değerli Dostlarım,


Bu yazımda değerli hocam Prof. Üstün Dökmen' in gerçek hayattan allınmış, kendine ait bir öyküsü ile devam ediyorum.
Türk Toplumuna göre, çocuk evde aileyi tamamlar, özellikle kırsal kesimde küçükken aileye maddî katkı sağlar, büyüyünce de yaşlılık güvencesidir, aynı zamanda statü kaynağıdır.

" Toplum aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan, temel ihtiyaçlarını sağlamak için iş birliği yapan insanlardan oluşur. Birey toplumla insan olur, toplumla varlığını sürdürür.  Sağlıklı toplum olumlu yönde gelişme ve değişme halindedir.

Ulaşımda, iletişimde tıpta, eğitimde ve ekonomide yaşanan gelişmeler ve buna bağlı değişimler sosyal ve kültürel değişimlere neden olmuştur. Bu değişimler toplumsal yaşamı temelden etkilemiştir.
Gelenek ve görenekler eskimiştir.
  • Dinsel kurumların insan yaşamını yönlendirme gücü zayıflamıştır.
  • Kadın erkek ilişkileri uygarlaşmıştır.
  • Kadının ailede ve toplumdaki konumu yükselmiş, değeri artmıştır.
  • Birçok yeni meslek türemiştir.
  • Gelir ve tüketim artmıştır.

  • Kültürel yapının değişikliğini yansıtan bu değişimler çocuğa yaklaşımları da değiştirmiştir."
    Yazar:


    Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın. 



    KÜÇÜK ŞEYLER


    üstün dökmen yazıları ile ilgili görsel sonucuPolyannacılık, yaşama devam edebilmek için,
    gerektiğinde sıkıntılarla baş edebilme sanatıdır.                                            

    SABAH SABAH AĞAÇ OLMAK( Gerçek bir öykü)

    Büyük kızım küçükken sanırım anaokuluna gidiyordu sabahları yatağında beş dakika otururdu, ben de karşısına otururdum.
    Küçük, snoptan bir oyun oynardık. Ben, bir hayvan, eşya veya bitki rolüne girerdim, o kendisi olurdu ve karşılıklı bir drama veya fabl diyebilecegimiz bir şey sergilerdik.
    Bir sabah uyandı, oturup battaniyeye sarıldı ve "Hadi bana bir ağaç ol" dedi. O sabah, canım sıkkındı, keyfim yoktu; son günlerde irili ufaklı bir çok olay moralimi bozmuştu.
    İçime baktım, oyun oynamak istemediğimi hissettim ve dürüstçe bunu kızıma söylemeye karar verdim. "Canım benim" dedim
    "bu sabah keyfim yok, canım sıkılıyor, ağaç olmak istemiyorum.
    " Bir an durdu ve parmağını uzatarak "Baba tamam" dedi "o zaman üzgün bir ağaç ol.
     " Tekrar içime baktım, neşeli bir ağaç olmak istemiyordum, ama üzgün bir ağaç olabilirdim.
    Ve üzgün ağaç oldum. Birilerinin meyvelerimi taşladığını, insanların canımı sıktığını anlattım. Anlattıkça, hafifledim, ferahladım. Beş dakika bittiğinde rahatlamıştım. (ifade edilen sıkıntı,  çoğunlukla bizi rahatlatır.)

    Kıssadan hisse: Yaşamın her zerresi kutsaldır, değerlendirilmelidir.   Güzelliklerden güzellikler çıkar; ama sıkıntılardan da güzellikler çıkarmak mümkündür.

    Üstün Dökmen

    Yola çıkınca her sabah
    Bulutlara selâm ver
    Taşlara, kuşlara
    Atlara, otlara İnsanlara selâm ver.
    Sonra çıkarıp cebinden aynanı
    Bir selam da kendine ver.
    Hatırın kalmasın el gün yanında
    Bu dünyada sen de varsın!
    Üleştir dostluğunu varlığa,
    Bir kısmı seni de sarsın.

    Üstün Dökmen


     Günün Sözü : Her zaman yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların ama bir kez adını yüreğimize yazdığımız dostlarımızı hiç mi hiç unutmadık.  Üstün Dökmen

    İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr./
    2  Ocak, 2017, Antalya




    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder