Merhaba Değerli Dostlar,
Verdiğiniz değere, harcadığınız emeğe sizi pişman edenler oldu mu hayatınızda ?
Yoksa her neyse yaşanan yaşandığı anda güzeldi deyip hakkınızı helali hoş ettiniz mi?
" Emek, insanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için bir şeyin yaratılması ya da üretilmesi için giriştiği hem doğal ve toplumsal çevresini hem de kendini değiştiren çalışma süreci ve çabalarıdır. Emek karşılığı alındığı sürece güzeldir, anlamlıdır. Karşılığı alınmayan emek, ruhsal yaralar açar. Hayal kırıklığı yaratır. Ben verdiğim emeği her zaman önemser ve emeğin kutsallığına inanırım."
Alıntı : milliyet.com.tr
Bu konu ile ilgili anlatılan güzel bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
EMEĞE DEĞER VERMEK
Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış, son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Rangu Guru ise;
– Sen artık ressam sayılırsın Racaçi ve artık senin resmini halk değerlendirecek diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem
koyarak, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı atmalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
koyarak, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı atmalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde tüm resim kırmızı çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Üzgün bir şekilde resmi Ranga Guru’ya götürmüş ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi, yeniden resmini yapmış ve Ranga Guru’ya götürmüş. Rangu Guru tekrar resmi aynı meydana ama bu sefer yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlıboya ve birkaç fırça ile birlikte bırakmasını istemiş. Resmin yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını söylemiş.
Raciçi resmi meydana götürmüş. Birkaç gün sonra resmi görmeye gittiğinde meydanda resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını söylemiş. Ranga Guru ise öğrencisine demiş ki;
– Sevgili Raciçi, sen ilk seferinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız eleştiri yapabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci seferde, onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak, eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı.
Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenlerle tartışma.
Alıntı : hayatakarken.com
Günün Sözü :
İbrahim Birol. http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
26 Ocak, 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder