Çok Değerli Dostlar,
Bugün sizlerle çok değerli üstadım Sayın Doğan Cüceloğlu nun bir makalesini paylaşmak istiyorum. Konunun evveliyatı ile ilgili, yazımda her hangi bir görüş belirtmek istemediğimden ve bugüne kadar siyasi görüşlere Blog yazılarımda hiç bir zaman yer vermedim ve bundan sonrada vermeyeceğim. Kişilerin kendi Dini inançları ve Siyasi görüşleri kendine özgüdür. Bu konuda tüm insanların görüşlerine saygı duyuyorum.
Bu yazımın amacı BİZ DEĞERLERİ... hakkında hocamın görüş ve fikirlerini sizlerle paylaşabilmek. Bu değerlerin önemine bir kez daha vurgu yapmak istedim. Bu nedenle üstadımın makalesini Face Book ta yayınlandığı orijinal haliyle sizlerle paylaşıyorum.
En iyi dileklerimle. Esen kalın.
Konumuzla ilgili bir başka görüşlere de yer vererek konunun ciddiyetine verdiğimiz değer çok büyük önem arz etmektedir. Bizlere başlangıç için bir yol haritası verebilir.
"Çocuklar anne babalarının sergilediği bir çok davranışı izleyerek aile değerlerini öğrenir ve içselleştirir. Aile ortamında geçerli olan hakim değerler o ailenin kişilik yapısını gösterir. İlişkilerinizde bu değerleri esas almanız gerekir.Her çocuk, dünyaya geldiği andan itibaren aile değerlerini hissedip yaşayarak büyür. Anne-babanın konuşmaları, tercihleri, davranışları, o ailenin hakim değerlerini yansıtır. Aile ortamında geçerli olan hakim değerler, o ailenin kişilik yapısını gösterir.
09 Temmuz 2015 Perşembe“ARTIK SİZİN KİTAPLARINIZI OKUMAYACAĞIM!”
16 Temmuz Cumartesi sabahı, TARİHTE YENİ BİR SAYFA AÇILDI! başlıklı yazımı okuduktan sonra yorum yapan bazı okurlarım böyle yazmış: “Büyük bir hayal kırıklığına uğradım, artık sizin kitaplarınızı okumayacağım.”
Söz konusu yazımı demokrasinin en insanca yönetim tarzı olduğu fikri üzerine kurmuştum. Demokrasi devrimle, darbelerle değil, her bir ailede, okulda evrimle gelişir. Her bir annenin, babanın kendi ailesinin temel BİZ DEĞERLERİN...İ keşfetmesi, yaşaması ve yaşatması ile olur. Her bir anne kadar her bir öğretmenin de sınıfının bu değerleri keşfetmesi ve yaşatması sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk okul müdürü, şirket yöneticisi ve kamu kuruluşlarının yöneticileri için de, değişik derecelerde, vardır. Değerler bilinci üzerine kurulu demokratik bir toplum olmamız için böyle bir niyet içinde olmamız vazgeçilmez koşuldur.
Biz değerlerinin ne olduğu, niçin önemli olduğu, nasıl farkına varılıp ailede ve okulda yaşatılabileceği üstüne yazan biriyim. Şimdi yazdığım kitabın adı, “Geliştiren Ana-Baba İçin Beş Farkındalık.” Bu kitabı çok önemseyerek yazıyorum.
Hiçbir kitabımın okur beni sevdiği için okunmasını istemem. Okur beni severse itiraz etmem, ama sevilmek için kitap yazan biri değilim. Kitabımn okuyana faydası olacağı için okunmasını isterim. “Bu kitaptan bir anne nasıl yararlanır?” sürekli sorarım kendime. Bir baba, bir öğretmen, bir üniversite öğrencisi, bir yönetici bu kitaptan nasıl yararlanır? Okur bir kitaba sadece para vermiyor, çok ama pek çok önem verdiğim ‘hayatını,’ yani zamanını veriyor. Okurun kitaba verdiği okuma zamanının vebali var. İşte benim içimde sürekli hissettiğim temel sorumluluğum bu. Kitabı okuyup bitirdikten sonra okurun, “kitaba verdiğim zaman bu yazara helal olsun,” duygusu benim için çok önemli.
O nedenle okura sevimli görünmek ve onun tarafından sevilmek amacım yok. İki okur düşünüyorum: birincisi, “Hocam sizi seviyorum; bana hiçbir yararı olmuyor, ama sizi çok sevdiğim için bütün kitaplarınızı okuyorum!” desin. Seven, ama kitaplarımdan yararlanmayan bu okuru duyduğum zaman içimde bir hüzün oluşur; kendimi yaşamı boşa giden bir insan gibi hissederim.Diğer okur, “Sizi kendime yakın, sevilecek bir insan olarak göremedim, ama anne (baba, öğretmen, yönetici, vb.) olarak kitaplarınızdan çok yararlandım,” şeklinde konuşsun. İçimde bir şevk oluşur; daha dikkatle, daha güzel yazma şevki.
Umarım, beni sevmediğiniz için benden yararlanmayacak hale gelmezsiniz. Beni sevmenizi o kadar önemsemiyorum, ama kitaplarımla sizin hayatınıza (ve dolayısıyla sizin hayatınızda yer alan sevdiklerinize) yararlı olabilmeyi, hizmet veriyor olabilmeyi çok önemsiyorum.
Sevgi ve saygımla gönlünüzce bir gün diliyorum.
Doğan Cüceloğlu
https://youtu.be/8KmlMs64dKg
▶
Doğan Cüceloğlu - Mutluluğun 7 Formülü - YouTube
Günün Sözü : Aile toplumun özüdür. Onu tahribe yönelen her şey toplumun tahribine yönelmiş demektir.
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Temmuz 19, 2016, Antalya
Hiçbir kitabımın okur beni sevdiği için okunmasını istemem. Okur beni severse itiraz etmem, ama sevilmek için kitap yazan biri değilim. Kitabımn okuyana faydası olacağı için okunmasını isterim. “Bu kitaptan bir anne nasıl yararlanır?” sürekli sorarım kendime. Bir baba, bir öğretmen, bir üniversite öğrencisi, bir yönetici bu kitaptan nasıl yararlanır? Okur bir kitaba sadece para vermiyor, çok ama pek çok önem verdiğim ‘hayatını,’ yani zamanını veriyor. Okurun kitaba verdiği okuma zamanının vebali var. İşte benim içimde sürekli hissettiğim temel sorumluluğum bu. Kitabı okuyup bitirdikten sonra okurun, “kitaba verdiğim zaman bu yazara helal olsun,” duygusu benim için çok önemli.
O nedenle okura sevimli görünmek ve onun tarafından sevilmek amacım yok. İki okur düşünüyorum: birincisi, “Hocam sizi seviyorum; bana hiçbir yararı olmuyor, ama sizi çok sevdiğim için bütün kitaplarınızı okuyorum!” desin. Seven, ama kitaplarımdan yararlanmayan bu okuru duyduğum zaman içimde bir hüzün oluşur; kendimi yaşamı boşa giden bir insan gibi hissederim.Diğer okur, “Sizi kendime yakın, sevilecek bir insan olarak göremedim, ama anne (baba, öğretmen, yönetici, vb.) olarak kitaplarınızdan çok yararlandım,” şeklinde konuşsun. İçimde bir şevk oluşur; daha dikkatle, daha güzel yazma şevki.
Umarım, beni sevmediğiniz için benden yararlanmayacak hale gelmezsiniz. Beni sevmenizi o kadar önemsemiyorum, ama kitaplarımla sizin hayatınıza (ve dolayısıyla sizin hayatınızda yer alan sevdiklerinize) yararlı olabilmeyi, hizmet veriyor olabilmeyi çok önemsiyorum.
Sevgi ve saygımla gönlünüzce bir gün diliyorum.
Doğan Cüceloğlu
https://youtu.be/8KmlMs64dKg
▶
Doğan Cüceloğlu - Mutluluğun 7 Formülü - YouTube
Günün Sözü : Aile toplumun özüdür. Onu tahribe yönelen her şey toplumun tahribine yönelmiş demektir.
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Temmuz 19, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder