Merhaba Değerli Dostlar,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısını kökünden değiştirmeye yönelik ihtilal ve darbe girişimi harekatı esnasında, Özgürlük ve Demokrasi adına kendi öz iradeleriyle giriştikleri mücadelede, hayatlarını kaybeden Şehitlerimize, şehit olan Emniyet mensuplarımıza ve Vatandaşlarımıza Allahtan Rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dilerim, Ruhları şad olsun... Hakkınızı helal edin...
Ayrıca yaralılarımıza acil şifalar dileklerimi iletirim.
Sizlerle birlikte iki gün arka arkaya Elif Şafak kitaplarının tanıtımını yaptık, umarım ilgilerinizi çekmiştir. Siz bu kitapları edine durun, bizim bugünkü konumuz, yazı başlığında belirtildiği gibi " Siz Hiç Hayallerinizden Sıfır Aldınız mı ? sorusunun cevabını arayacağız yazımızda.
"Psikoloji bilmeyen ve psikoloji üzerinden para ve ün kazanmaya çalışanların, kullanıma soktukları sahte mesajlardan biri “Hayallerin peşinden gitmektir." Bu kişilere göre, başarılı insanların hepsi işe önce hayal ederek başlamışlardır." Kişi hayalinden vazgeçmez ve çok çalışırsa mutlaka hedefine ulaşır demiş bir makalesinde Prof. Dr. Acar Baltaş. Sonra bir sonuca varmış.
Sonuç
Benim hayattan edindiğim deneyime göre, kestirme yol ve sihirli bir formül yoktur. Ben başarının dört temel koşula bağlı olduğunu düşünüyorum: Yetenekli olduğu alana odaklanmak, bu alandaki etkinliği hayatının merkezine almak (gece, gündüz, mesai saati, yoruldum demeden çalışmak), insanlara kendini iyi hissettirmek ve sonra da kendine güvenmek. Amerikan psikolojisine meraklı olanlar, başarının ön şartının güven olduğunu söyler.
Oysa güven; zor, zahmet, ve emekle çalışarak elde edilenler sonucunda gelişen yeterlilik duygusundan başka bir şey değildir. Bu nedenle kişinin hayallerini değil, gerçeklerini fark ederek onların peşinden gitmesi ve bu yolda terlemesi sadece başarının değil, mutlu ve uyumlu ve doyumlu bir yaşamın kapısın açar."
Prof. Dr. Acar Baltaş
Oysa güven; zor, zahmet, ve emekle çalışarak elde edilenler sonucunda gelişen yeterlilik duygusundan başka bir şey değildir. Bu nedenle kişinin hayallerini değil, gerçeklerini fark ederek onların peşinden gitmesi ve bu yolda terlemesi sadece başarının değil, mutlu ve uyumlu ve doyumlu bir yaşamın kapısın açar."
Prof. Dr. Acar Baltaş
Bu açıklamadan sonra sanırım bir sonuç elde etmişizdir. mutlaka. O zaman bizlerin varmış olduğu sonuç yine değerli hocamın dediği gibi " Hayallerimizin peşinden gitmek" yerine "Gerçeklerin peşinden gitmek " daha mantıklı olsa gerek.
En iyi dileklerimle. Esen kalın.
İbrahim Birol
****
İşte Öykümüz:
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.
İşte Öykümüz:
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı.
Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi Gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi. İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı Kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.
Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı. "Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!"
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına. "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi. "Ben de hayallerimi."
O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor.
Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı. Öykünün en can alıcı yanı şu: Aynı öğretmen, geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi.
Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi, "Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken, hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım. Allah' tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."
Kaynak : Kısa Hikaye Arşivi
Ağustos 03, 2014
Günün Sözü :
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Temmuz 18, 2016, Antalya
Temmuz 18, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder