Merhaba Değerli Dostlar,
Bu yazımda sizlerle değerli bir dostumun Face Book ta benimle paylaştığı üzüntülü ama gerçek bir hayat hikayesinden bahsetmek istiyorum. Bu tür paylaşımlarınıza her zaman ihtiyacım var. Bana aşağıda belirtilen adreslerden ulaşabilirsiniz. Bildiğiniz üzere Bloğumuz Türkiye dahil, birçok yabancı ülkelerde de takip ediliyor.
İstatistiki verilere göre Bloğumuzu takip eden Yut dışındaki gençlerimiz ve Vatandaşlarımız her gün artan beğeni ve görüntülemeleri ile bu tip yazılara ihtiyaçları olduğunu belirtmek istemektedirler. Kendilerine buradan en samimi teşekkürlerimi, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Bir başka teşekkürü borç bildiğim, benim kadim dostlarım arasında ilk sıralarda yer alan Sayın İsmail Sobutay'a Bloğumuza yaptıkları katkılarından dolayı selam ve hürmetlerimi yolluyorum.
Bildiğiniz üzere 'Bilgiler paylaştıkça çoğalır, çoğaldıkça bir anlam ve değer kazanır' sizlerden ricam Bloğumuzdaki yazıları okuduktan sonra sizlerde dostlarınızla paylaşınız .lütfen!
İstatistiki verilere göre Bloğumuzu takip eden Yut dışındaki gençlerimiz ve Vatandaşlarımız her gün artan beğeni ve görüntülemeleri ile bu tip yazılara ihtiyaçları olduğunu belirtmek istemektedirler. Kendilerine buradan en samimi teşekkürlerimi, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Bir başka teşekkürü borç bildiğim, benim kadim dostlarım arasında ilk sıralarda yer alan Sayın İsmail Sobutay'a Bloğumuza yaptıkları katkılarından dolayı selam ve hürmetlerimi yolluyorum.
Bildiğiniz üzere 'Bilgiler paylaştıkça çoğalır, çoğaldıkça bir anlam ve değer kazanır' sizlerden ricam Bloğumuzdaki yazıları okuduktan sonra sizlerde dostlarınızla paylaşınız .lütfen!
İyi Bir tatil günü geçirmeniz dileklerimle. Esen kalın.
"Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey
kötüye gidecek diye düşünmezdim..
...
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey
kötüye gidecek diye düşünmezdim..
...
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer. Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..
Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..
Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.. Onlara daha çok "seni seviyorum", ondan da daha çok "özür dilerim" derdim..
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu..
Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için
şükredin..
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor..
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz...
İsmail Sobutay, İnsan ve Hayata Dair 'in fotoğrafını paylaştı.
https://youtu.be/HWCkvE211F8
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Temmuz 23, 2016, Antalya
iletişim:
Face Book : İbrahim-bi@hotmail.com
Twitter : @ibrahimbi2
ibrahimbirol94@mail.com
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer. Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..
Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..
Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.. Onlara daha çok "seni seviyorum", ondan da daha çok "özür dilerim" derdim..
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu..
Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için
şükredin..
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor..
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz...
İsmail Sobutay, İnsan ve Hayata Dair 'in fotoğrafını paylaştı.
https://youtu.be/HWCkvE211F8
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Temmuz 23, 2016, Antalya
iletişim:
Face Book : İbrahim-bi@hotmail.com
Twitter : @ibrahimbi2
ibrahimbirol94@mail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder