KARACAOĞLAN
HALK ŞAİRİ
Değerli Dostlar,
Bu yazımızda farklı bir halk ozanı ve şair olan Karacaoğlan' dan bahsedeceğim. Her ne kadar hakkında fazla bir bilgi bulunmamasına rağmen azda olsa eldeki bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.
İnternetten Karacaoğlan' la ilgili yaptığım araştırmada, aşağıdaki yazılardan bir derlemeyi olduğu gibi aktarıyorum.
Kendinizi Sevin Ve Mutlu Olun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
"Halk Edebiyatımızın büyük şairi 17. yüzyılda yaşamış ve uzun bir ömür sürmüştür. Çukurova' da yaşadığı kesindir. Türkmen Aşiretleri arasında büyük bir sevgisi olan Karacaoğlan' ı Çukurova' lılar paylaşamazlar. Yöremiz halkı da Karacaoğlan' ın Tarsuslu olduğuna burada yaşadığına ve Eshab-ı Kehf
mağarasına girerek kaybolduğuna inanmaktadır. Köylerimizde hâlâ Karacaoğlan türküleri söylenmektedir." 30 Ağustos 2003 , Burhanettin Kocamaz, Belediye Başkanı
Halk ozanları, bir bakıma toplumun dilleridir.. Daha çok doğaçlama olarak saz çalıp türkü söylerler. Halkla iç içe yaşarlar.. Halkların olumlu ya da olumsuz yanlarını dile getirip dillendirirler.. Hayatta olup biteni daha erken görüp paylaşırlar. Yaşadıkları dönemlerde her halk ozanının farklı bir yeri vardır. Ama tüm halk ozanlarımızın buluştuğu tek bir yer vardır: O da: Halkların gönülleridir..
(1606-1679). 17’ nci yüzyılda yaşamıştır. Şiirleri aşk ve doğa üzerinedir. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı içinde anlatır. Aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirmiştir. En çok doğa benzetmeleri yapıp çok yalın ve temiz bir Türkçesi vardır.. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı derinden etkilemiştir. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar sürüp gelir..
Şiirlerinde Arapça ve Farsça sözcüklerin sayısı çok azdır. Yöresel sözcükleri ise yoğun bir biçimde kullanmıştır.. Deyimler ve benzetmelerle halk şiirinde kendine özgü bir şiir evreni kurmuştur. Bu da onun şiirine ayrı bir renk katmıştır.. Bütün bir şiirleri açık, anlaşılır ve içlidir…
Yaşamı
On yedinci yüzyıl halk şairi olan Karacaoğlanın yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. 1606 yılında doğduğu, 1679 yılında öldüğü sanılmakta olup; Çukurova da yaşadığı hakkında bir takım bilgiler vardır. Akşehirli Hoca Hamdi efendinin anılarında, Karacaoğlan' dan şöyle bahsedilir. Asıl adının Hasan olduğu, küçük yaşta annesini kaybedip öksüz kaldığı, beş yaşına gelince babasının askere alınıp bir daha dönmediği söylenir. Köyde yaşayan Osman Ağa adlı kişinin Karacaoğlan' ı evlat edindiğinden bahseder.
Osman Ağa köyde yaşayan sağır ve dilsiz bir kızla Karacaoğlanı evlendirmek ister; ama Karacaoğlan bu evliliği istemez, ayrıca o sırada Çukurova da bulunan Kozanoğulları ile arasının açılması sonucu kız kardeşlerini de alarak Bursaya göçtüğü anlatılır. Bu göçün nedenleri arasında babası gibi askere alınıp geri dönememe korkusu olduğu da söylenir. Bursada kendisine bir düzen kurduğu ve evlat acısı yaşadığı şiirlerinden anlaşılmaktadır. Yaşamının büyük bölümünü Çukurova, Maraş ve Antep çevresinde geçirmiştir. Yaşamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için onun şiirlerini incelemek gerekir. Ölüm yeri de tam olarak bilinmemektedir. Mezarının İçel’ in Mut ilçesinde olduğu tahmin edilmektedir.
Şiirleri
Şiirlerinde işlediği temalar genellikle; aşk, doğa, ayrılık, sıla özlemi ve ölümdür. Duru bir Türkçe ile söylediği şiirlerinde günlük konuşma dilini kullanmayı tercih etmiş, Divan Edebiyatından uzak durmuştur. Şiirlerinde yaşadığı yörede kullanılan kelimeleri de kullanmıştır. Arapça ve Farsça kelimeleri kullanmaktan kaçınmıştır. Şiirlerinde gerçeklik ön plandadır. Yaşanmışlık üzerinde çok durur. Karacaoğlanın yaşam sevgisinin kaynağında güzele, sevgiliye ve doğaya olan tutkusu ön plandadır. Onun kadına ve sevgiliye bakış açısı halk şiirine yenilik getirir niteliktedir. Şiirlerinde en çok kullandığı kadın isimleri Ayşe, Elif, Döndü, Esma, Emine, Hatice gibi isimlerdir. Karacaoğlan bu kadınların hepsine farklı bir ortamda vurulmuştur. Bu özelliği de onun bir tek kişiye bağlanmadığını ortaya koyar.
Şiirlerini hece ölçüsünün 11’li (6+5), 8’li (4+4) kalıplarıyla söylemiştir. Hece ölçüsüyle yazılan şiirlerin hafızada daha kolay kalıp ezberlenmesi onun şiirlerini günümüze kadar ulaşmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Hece ölçüsüne uygun olması için bazı kelimelerde hece düşmesi kullanmıştır. Mecaz anlatımları da şiirlerinde sıkça kullanmış, bu da söyleyişine ayrı bir tat katmıştır. Şiirleri halk edebiyatında adını sıkça duyduğumuz manilere benzer bir tat içerir. İşte bu özellikleri ile kendisinden sonra gelen pek çok ozanı derinden etkilemiş, onlara örnek olmuştur. Birçok şiiri bestelenmiştir. 1920 yılından beri yapılan araştırmalar sonucunda beş yüze yakın şiiri kayıt altına alınmıştır.
Kaynakça:
meydan laorusse, wikipedia
https://youtu.be/YJJZt4dRKis
Güzel Sözler :
Mecliste Arif ol kelamı dinle
El iki söylerse sen birini söyle
Elinden geldikçe sen iyilik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma
Karacaoğlan Şiirleri
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
01 Kasım, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder