4 Kasım 2016 Cuma

VARSIN OLMASIN...






bisiklete binen çocukresmi ile ilgili görsel sonucu



Değerli Dostlar,

Çocuklarla ilgili yazılara başlayınca, değerli hocam Üstün Dökmenin  aşağıdaki ilginç  yazısını sizlerle paylaşmadan geçemedim.


Biz Türk Ebeveynler olarak varsayımlarla yaşayan toplumların başında gelen bir milletiz. Çocuklarımızın günlük yaşantılarında gözlemcilikten çok, onların yaşantılarının sınırlarını aşarak aşırı ihlalcilik nedeniyle,  daha rahat yaşamasını, onların kişiliklerine ve özgürlüklerine bir an önce kavuşmalarına yardımcı olmamız  gerektiğini zaman zaman unuturuz. Bu durum çocuklarda aşırı stres, sinirlilik hali, asabi ve agresif  davranışlar gibi çocukların küçük yaşta ruh hallerini olumsuz etkilemektedir.

Bu çocuklar gelecek hayatlarında toplum içine karıştıklarında farklı tutum ve davranışlar sergileye bilmektedirler. Bu duruma kendi öz güvenlerine henüz kavuşamadıkları veya geç kavuşmalarına sebep olabiliyor.
Konuyu uzman bir kişi olan sayın  Üstün Dökmen hocam, aşağıdaki yazısında sizlere en iyi şekilde açıklamaktadır.


Kendinizi Sevin Ve Mutlu Olun...En iyi dileklerimle. Esen kalın. 




çocuk resimleri ile ilgili görsel sonucu
"Çocuklara aşırı karışma şeklindeki tavrımızı da sürdürmeyelim; yalnızca eksiğimizi belirleyip kendi tavrımızı geliştirelim. Belli bir olayda, çocuğumuzu hem koruyup gözetebiliriz, hem "adam" yerine koyup bireyselleşmesine izin verebiliriz, hem de onu bir çocuk olarak görüp bağrımıza basabiliriz.

Örnek: Çocuğumuz hayatında ilk defa bir basamağa çıkmaya mi çalışıyor; düşecek gibi olursa tutabileceğimiz bir mesafeden izleyelim (koruyucu ana baba olmuş oluruz). Fakat çıkmasına karışmayalım (çocuğu "adam" yerine koymuş, ona güvenmiş ve kendi başına övünebileceği bir iş yapmasına izin vermiş oluyoruz). Basamağı çıkıp da sevinince çocuksu bir sevinçle katılalım, "aferin sana" diyelim, öpelim onu (çocuğa gerekli olan ana baba sıcaklığını vermiş oluruz).

Yukarıda önerdiğim davranış şeklinde, çocuğu korumak ve öpmek, ülkemiz insani için yeni bir davranış değildir. Bizler için yeni olan, çocuğa güvenip, onun bireyselleşmesine izin vermektir."

İletişim Çatışmaları ve Empati - Üstün DÖKMEN



BUNU MU İSTİYORSUNUZ? / ÜSTÜN DÖKMEN

27 Nisan 2015


• Çocuğunuz;                                                                                                                     




– Varsın, bir çivi bile çakamasın…ama, dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın…ama, matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin…ama, notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın…ama, fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün…ama, sınıfın birincisi olsun.
– Varsın,kendisinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin…ama, öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “ Ya siz nasılsınız efendim…” diyemesin…ama, yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın…ama, sınavlarda “on” çeksin.
– Varsın;
– Taziye nedir,bilmesin,
– Başın sağ olsun ne demek, anlamasın,
– Geçmiş olsun kime denir,niçin denir, haberi olmasın,
– Uğurlar olsun, ne anlama gelir farkında olmasın,
– Ama… karneleri süper olsun.
– Evet…varsın, tek dostu olmasın…ama, iyi gelir getiren bir mesleği olsun…öyle mi…
Bu çocuğu bu hale nasıl mı getirdiniz:
– Bandı üç ay geriye sararak, çocuğunuzla “nelerden ibaret” olan iletişiminizi dinlemek ister misiniz;
– “Oğlum, çıkar üstünü-başını…doğru derslerinin başına…
– Kızım, öğrenemedin gitti şu işi…hafta içi sokak-mokak yasak…
– Ne gezmesi…sen önce ödevlerini bitir.
– Oyun mu…gelmeyeyim yanına…
– Geçen dönemin berbat karnesini unuttuğumu sanma…
– Birazdan tek tek bakacağım ödevlerine…
– Yavrum, bıktım ama her akşam ders çalış demekten…
– Şu odanın hali ne küçük bey…
– Hayır efendim…siz de ana-baba olunca her akşam bol bol televizyon izlersiniz…
– Haftaya veli toplantısı var biliyorsun değil mi küçük hanım…
– Çocuklar…kesin şamatayı da elime sopa almayayım…
• Çocuğunuzla bilmem ama,bu tarzınızla kimseyle iletişim kuramazsınız.
• Mesela, çocuğunuz hakkında şunları hiç merak ettiniz mi:
– Elinin neye yatkın olduğunu,
– Gönlünün neler arzuladığını,
– Dilinin neye uyumlu olduğunu,
– Gözlerinin zevkini,
– Hangi oyunlardan hoşlandığını,
– Neleri “merak” ettiğini,
– Arkadaşları ile en çok hangi oyunları oynadıklarını,
– Hangi oyunlarda başarılı olduğunu,
– Futbolla ilgisini, basketle arasını, satrançla havasını…hiç merak ettiniz mi acaba.
– Bisiklet sürmeyi öğrenip öğrenmediğini,
– Resim dersiyle ilgisini,
– Müzikle arasını…hiç mi sormadınız…
• Öyleyse çocuğunuzla:
– Ayağı yere basan bir iletişim kuramazsınız.
– Her sözünüze tepkili olması,
– Lafı ağzınıza tıkaması,
– Bazen de sizi terslemesi,
– Hayallerinizin suya düşmesi…hep bundandır…canım kardeşim.
ÜSTÜN DÖKMEN

bisiklete binen çocukresmi ile ilgili görsel sonucu

Eğitici Sözler:


Çocuğa kendi işini kendisinin yapması için fırsat tanınmalı, kendi başına yapabileceği işler bir yetişkin tarafından yapılmamalıdır.
Kendi kararlarını verebilmesi, seçim ve tercihlerini yapabilmesi için uygun ortam yaratılmalı; karar, seçim ve tercihlerinin sonuçlarına katlanması sağlanmalıdır.

Çocukla konuşurken yere çömelmeli ve onun göz seviyesine inilmelidir.

Çocuğun oyun oynamasını önemseyin. Oyunlar, çocuğa araştırma, kavrama, algılama yeteneklerini kazandırır.


İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
03 Kasım, 2016,  Antalya














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder