Çok Değerli Dostlar,
Bir başka konuyla bugün yine birlikteyiz.
"... Ve Tanrı Kadını Yarattı" Bu yazıyı bir yıl evvel bugün Facebook ta paylaşmıştım, tabi o tarihte bir Bloğum olmadığından bugünkü yazımda olduğu gibi konuyu çok detaylı işlemem olanaksızdı.
Burada vurgulanması gereken Tanrının Kadınları yaratırken ne kadar uğraştığını onlara ayrılan süreyi Erkeklere vermediği gerçeğini öğrenmekteyiz.
Aslında Tanrı bütün insanları yaratırken çok özen göstermiştir. Onların her birini kendisinin bir eseri olarak düşünmüş ve onları her zaman çok mükemmel ve kusursuz olarak görmek ister.
İnsanlar arasında da hangi ressam, heykeltıraş veya bir Müzisyen sanatçı meydana getirmiş olduğu bir eserinin kötü olmasını ister...
Biz burada konunun daha fazla detaylarına inmeden yazımıza dönelim, iler ki zamanda konuyla ilgili daha detaylı bir paylaşımda buluşmak dileğimle...
Ve Tanrı Kadını Yarattı... Kadınların büyüleyici güzelliğini, oyunculuklarını ve yeteneklerini ön plana çıkaran bazı filmlerin isimlerini bakalım hatırlaya bilecek miyiz? Hadi ben Filmlerin isimlerini ve yıllarını hatırlamanıza yardımcı olacağım, fakat kadın oyucuların isimlerini sizler mutlaka hatırlayacaksınızdır.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra Sevdiklerinizin kıymetini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın.
İbrahim Birol
**** ... Ve Tanrı Kadını Yarattı (1956)
...Ve Tanrı Kadını Yarattı:
Tanrı kadını yaratmaya başladığında zaten altı saatten fazla mesai yapmaktaydı.
Bir melek geldi ve sordu:
“Bununla neden bu kadar zaman harcıyorsun ki ???”
Tanrı cevap verdi:
Özel Bir Kadın (1990)
“Data verilerine baktın mı sen??? Bir kere tamamen yıkanabilir olmalı, ama hiç bir parça plastik değil, değiştirilebilir 200 den fazla oynar parçası olacak ve vücudu gerektiğinde diyet kola ve krik-kraklarla beslendiği halde bile çalışabilecek. Kucağında dört çocuğun ayni anda oturabilecekleri kadar yer olacak, öpüşü her şeyi iyi etmeye kadir olmalı – çizilmiş bir dizkapağından kırık bir kalbe kadar – ve bütün bunları da yalnızca iki elini kullanarak yapacak.”
Melek bu kadar talimata şaşırıp kaldı:
“Yalnızca iki el mi!? Ve bu da ‘Standart bir Model de’??? Bu bir günde üstesinden gelebileceğin bir iş değil. Bekle, yarın bitirirsin.”
“Hayır, beklemeyeceğim” diye itiraz etti tanrı. “Bu kreasyonu çok sevdim ve bitirmeme de çok az kaldı. Hatta şimdiden kendi kendisini iyileştirebiliyor ve günde ONSEKİZ saat çalışabiliyor”
Melek biraz yaklaştı ve kadına dokundu, Aşk Ve Gurur (2005)
“Ama onu ne kadar yumuşak yapmışsın, tanrı!”
“O yumuşaktır” diye onayladı tanrı, “ama onu Sert' te yaptım. Nelere katlanabileceğini nelerle baş etmesi gerektiğini aklına hayaline bile getiremezsin.”
“Düşünme kabiliyeti olacak mı?”, diye sordu melek.
Tanrı cevap verdi,
“Yalnız düşünmek değil, müzakere edebilecek, karar verebilecek… bir erkekten bile çok daha iyi.”
Meleğin bir şey dikkatini çekti, elini uzattı ve kadının yanağına dokundu.
Tiffany' de Kahvaltı (1961)
“Oooo, sanırım bu modelde su kaçıran bir yer unutmuşsun. Dedim sana bu kadar işin bir günde üstesinden gelinmez diye.”
“Bu su kaçıran bir yer değil” diye düzeltti tanrı, “bu bir gözyaşı!”
“Gözyaşı ne işe yarıyor?” diye sordu melek.
Tanrı cevap verdi:
“Gözyaşı kadının acısını, dertlerini, hayal kırıklıklarını, sevgisini, yalnızlığını, endişelerini ve gururunu ifade edebilmesi içindir.”
Melek çok duygulandı.:
“Tanrı sen bir dâhisin. Her şeyi düşünmüşsün. Kadınlar hakikaten hayret edilecek bir varlık olmuş.”
“Evet, kadınlar öyledirler. Kadınların kuvveti ve kabiliyetleri erkekleri hayrete düşürmektir.”
Özel Bir Kadın (1990)
Onlar her türlü çaresizliğe ve baskıya dayanıklıdırlar, fakat sevinci, sevgiyi ve saadeti de içlerinde barındırırlar. Avaz avaz bağırmak istedikleri vakit gülümserler. Ağlamak istediklerinde şarkılar söylerler. Mutlu olduklarında ağlarlar ve kızgınlıklarında gülümserler. İnandıkları şey uğruna savaşırlar. Haksızlıklara baş kaldırırlar. “Hayır”ı kabul etmezler, eğer bunun yerine başka daha iyi bir cevap verilebiliyorsa. Korkan bir arkadaşı doktora götürürler. Ve koşulsuz severler.
Çocukları inanılmaz başarılara ulaşınca ağlarlar ve dostları mükafatlandırılınca taşkınca neşelenirler. Bir doğum ya da bir evlilik haberi onları sonsuz sevindirir. Bir dostları öldüğünde kalpleri çıt diye kırılır. Bir aile ferdinin kaybolmasına üzülürler. Hiç bir çıkış yolu olmadığını bildikleri halde yine de kuvvetlidirler ve cesaretlerinden bir şey kaybetmezler. Ve bir öpücüğün ve bir sarılışın kırık bir kalbi hemen iyileştirebileceğini bilirler.
Tess (1979)
Her boyda, renkte ve şekilde kadın vardır. Seni ne kadar düşündüklerini sana gösterebilmek için sana doğru yürürler, koşarlar, uçarlar. Kadının kalbi dünyayı güzel ve yaşanabilir bir yer yapar. Onlar sevinç, neşe, sevgi ve ümidi beraberlerinde getirirler. Duygusaldırlar ve idealleri vardır.
Daima dostlarının ve ailelerinin yanındadırlar ve onlara sürekli manevi destek sağlarlar. Kadınların söyleyecek çok önemli şeyleri vardır ve her şeyi vermek üzere yapılmışlardır.
Neyse … eğer kadınların bir tek kusuru varsa o da ne kadar kıymetli olduklarını unutmuş olmaları…
Kaynak : özyazilar.net
https://youtu.be/CbbpZPCrtMM
Güzel Sözler
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
15 Kasım, 2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder