11 Kasım 2016 Cuma

10 KASIM' DA ATATÜRK' Ü ANLAMAK





atatürk'ün ilke yayınlanan resimleri resimleri ile ilgili görsel sonucu





















Değerli Dostlar,

Atatürk'ü anlamak ve izinden gitmek onun ortaya koyduğu ilke ve inkılapları yerine getirmektir kimseye hiçbir nedenle bağımlı olmamaktır.  Gerekirse bu vatana canını vermektir  Atatürk'ün izinden gitmek Cumhuriyeti korumak ve yüceltmektir.  
atatürk'ün ilke yayınlanan resimleri resimleri ile ilgili görsel sonucu
Atatürkçü olmak demek ; O' nun yaptıklarını örnek alıp vatanı ve milleti için yaşayan bir Türk genci olmak demektir. Hatta tüm insanlığa yararlı bir kişi olmak demektir. Ama ilk önce kendi milletimize faydamız dokunacak ki tüm dünyaya bir faydamız olsun. Arkadaşlarımızın dediği gibi rozet Atatürkçülüğü ile lafta kalan söylemler ile bu memleket ilerlemez. Aksine şuan gördüğümüz gibi güçlü devletler karşısında etkinliği en aza düşürmemektir...

Önce Kendinizi Sevin ki, Mutluluğunuz daim olsun...En iyi dileklerimle. Esen kalın. 

10 Kasım'da Atatürk'ü Anlamak

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinde değil yüce Türk milletinin kalbinin tam ortasında sevgi yumağına sarılı bir halde bulunmaktadır. Atatürk’e olan sevgi ve saygımız dünya var oldukça devam edecektir. O’nun vatanı adına yapmış olduğu hizmetleri gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatmalı ve öğretmeliyiz. Anlatmalıyız ki çok büyük zorluklar içerisinde kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ve kurulan cumhuriyetin değeri daha iyi anlaşılsın.

atatürk'ün ilke yayınlanan resimleri resimleri ile ilgili görsel sonucu

Atatürk’ü anlamak onun fikirlerini çok iyi bilerek tatbik etmekten geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması bir devrin yeniden yazılmasıdır adeta. Yurdun dört bir yanı işgal altında inlerken, bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmeyen Türk milletine önderlik yapan Atatürk, milletimizin esaret altında yaşamasını aklının ucundan bile geçirmeyerek, tarih sayfalarındaki, inancın zafere dönüştüğü, en büyük bağımsızlık savaşının mimarı olmayı hak etmiştir.

Atatürk’ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve uygulamak demektir. Kurulan cumhuriyetin manasını çok iyi bilmeliyiz ki Cumhuriyete daha çok sahip çıkalım ve koruyalım. Atatürk’ün halkını ülke yönetiminin tek sahibi yapması, ülkenin öz kaynaklarını da milletin hizmetine vermesi, O’nu son derece, diktatörlükten uzak, vatan ve millet sevdalısı bir lider olarak karşımıza çıkarmaktadır. Kendisini Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine adayan Atatürk, hiçbir zaman şahsi menfaatini düşünmemiş, sadece milletin menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi yegane yol olarak görmüştür.

Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve hazırlıklı olabilsin.

Evet, haydi şimdi! 10 Kasım’lar da O’nu daha iyi anlamaya!

Alıntı : B. Soylu

Atatürk’ün İzinden gitmek...

atatürk'ün ilke yayınlanan resimleri resimleri ile ilgili görsel sonucu
Her şey bir çay davetiyle başladı. Mustafa Kemal Paşa’nın Çankaya Köşkü’nde vereceği davete katılacak hanımlar ne giyeceklerini, beyler ise adım adım yaklaşan kurtuluş ile ilgili planlarını kiminle paylaşacaklarını düşünürken o, çoktan cephenin yolunu tutmuştu bile.
Amaç, düşmanı yanıltmak ve güvenli yoldan taarruzu başlatmaktı. Herkes onu Ankara’da bilirken o Afyon’a doğru uzanıyordu.
Kocaman yüreği, büyük düşünceleri, korkudan uzak bir yüreği ve ardında kendine inanan çocukları vardı.

Zordu ama imkansız değildi... Ülkeyi bölge bölge paylaşmış düşmanı, İnönü ve Sakarya’da geri püskürttükten sonra yapacak tek işi kalmıştı artık, onları vatan toprağından tamamen atmak...
26 Ağustos’ta başladı taarruz... Sesi Anadolu'nun dağlarında, tepelerinde, yaylarında çağıl çağıl çağladı:
Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir; ileri!
Son kelimesi savaş zamanı da sonrasında da en büyük emri ve ideali oldu yaşadığı müddetçe. Yenilik, güzellik, iyilik ve doğruluk ilerideydi çünkü, o günün çocukları ilerinin gençleriydi!
Gençlik, ‘ileri’ nin ümidiydi.
Taarruzdan haberi olmayanlar, giyinip kuşanıp çay partisi davetine icabet ettiler mi, bilmem.
Ama özgürlüğün, bağımsızlığın, mutlak egemenliğin davetine, bugünü düşünerek koşan, yıllarca savaşmaktan yorgun ama ümidini bir an olsun kaybetmemiş askerler onun bu net davetine, çoktan icabet etmişlerdi.
9 Eylül’de İzmir düşman işgalinden kurtulduğunda, İstanbul hala İngiliz postalı altındaydı, yapacak çok iş vardı.
Zaman çay içme zamanı değildi ama, bir cigara tüttürülebilirdi Kocatepe’de...
İlgili planlar yapılabilir, yeni Türkiye’ nin temelleri Afyon Ovası’na bakılarak atılabilirdi.
atatürk'ün ilke yayınlanan resimleri resimleri ile ilgili görsel sonucuTozlu, küflü, süfli düşüncelerden arınmış, pırıl pırıl parlayan Cumhuriyetin ayak seslerini duyuyordu hiç kuşkusuz o gece...
Tam bir sene iki ay sonra ilan edeceği, bu yıl doksan üçüncü yaşını yürekten kutladığımız cumhuriyetin müjdesiydi bu... Ne olurdu daha uzun yaşasaydı, diye düşünüyorum.
Keşke daha çok tadına varabilseydi yaptıklarının, keşke daha çok gülümseye bilseydi, daha büyük yenilikleri de beraberinde getirebilseydi.
İnsanın vadesi ile ilgili bir kavgamız olamıyor maalesef ama vadeye sığanlar vadesiz zamanlara taşımak gibi bir becerimiz var.
Onu okuyarak, izleyerek, anlayarak; farkını fark ederek ve tekliğini bilerek yaşamak var elbette.
Başımıza gelen her güzel şeyin onunla başladığını hiç unutmamak... 
Şimdi; bir yudum çayı, bir nefes cigara yı keyifle ve rahatlıkla içebiliyorsak, onun sayesindedir.
Aldığımız nefes, yediğimiz ekmek, içtiğimiz su; onun sayesindedir.
Atatürk' çü olmak, başka bir şeydir...

10 Kasım 2013
Tülay Gürler Kurtuluş
Vatan

Bu yazı alıntıdır.
http://pazarvatan.gazetevatan.com adresinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder