Merhaba Değerli Dostlar,
Bugün 11 ayın sultanı Ramazan ayının ilk günü. İslam aleminin bu mübarek günleri ve Ayları Müslümanlar için büyük bir öneme sahiptir.
Bu nedenle bu Ramazan Ayında zaman zaman Bloğumuzda eğitici, öğretici, ibret verici bazı dini hikayelere ve Menkıbelere yer vereceğim. Bu yazılarım esnasında İslam alemi tarafından tanınan bazı önemli Ermiş ve Evliyalarımızın Türbelerini önemli Camilerimizi, Medreselerimizi, Külliyelerimizi çok değerli Tarihçilerimizin kendi anlatımları ve ayrıca Videolar ile sizlerle paylaşmağa çalışacağım. Umarım bu hikayeleri siz değerli okuyucularım olarak beğenirsiniz...
Hızır Aleyhisselam kimdir.
Hızır aleyhisselâm Hz. Mûsâ döneminde yaşayan, kendisine ilâhî bilgi ve hikmet öğretilen kişidir. Arapça kaynaklarda hadır (hadr, hıdr) şeklinde yer alan ve Arapça menşeli olduğu kabul edilen kelime Türkçe’ de Hızır ve Hıdır biçiminde kullanılmaktadır.
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
En iyi dileklerimle. Esen kalın..
ibrahim Birol
&&&&
HAZRETİ HIZIR’IN HER HAFTA UĞRADIĞI CAMİ
İstanbul’un yedi tepesinden biri üzerine oturtulan o muhteşem Bayezid Camii'ni, mimar Kemâleddin'e inşa ettirdi. Bu câminin temeli, 1501 senesinde atılmış, külliyesi ile beraber beş senede tamamlanmıştır.
Evliya Çelebi, Seyahatnâmesinde Bayezid Câmii hakkında pek çok malumat kaydeder. Şöyle ki:
“Mimarbaşı, kıble hususunda tereddüt edince, Sultan Bayezid Han:
«–Şu anda ayağıma bas!» der.
CAMİNİN İNŞATINDA ÇALIŞAN ADAM NEDEN HİÇ PARA ALMADI?
Mimarbaşı, ayağını basınca, Kâbe-i Muazzama ’yı karşısında görür. Sultan Bayezid-i Velî’nin ayaklarına kapanır. Böylece kıblenin istikâmetini belirlemiş olur.”
Câmi-i şerifin inşası sırasında yaşanan başka bir tablo:
Câmi-i şerîfin inşaatında çalışan usta ve işçilerin gündeliklerinin kaçar akçe olduğu tespit edilmişti. Bunlar her gün küplere konarak bir köşeye bırakılır, herkes de küpten kendi payına düşeni alırdı. Ancak her gün küpteki akçelerde bir yevmiyelik fazlalık çıkmaktaydı. Bunun üzerine kimin kendi payını almadığı araştırıldı ve nihâyet, gayet fakir bir işçinin bu işi yaptığı öğrenildi. Meğer adamcağız akşam olunca bir yolunu bulup akçesini almadan inşaattan ayrılıyormuş. Kendisine bunu niçin yaptığını sordular.
Fakir işçi, sırrının ortaya çıkmasından mahcup bir şekilde:
“–Benim malım-mülküm yok! Bu sebeple şu fâni dünyada murad ettiğim gibi maddî bir hayır yapamadığım için daima mahzunum. Hiç olmazsa bu câminin inşaatında para almadan çalışayım da gönlümü ferahlatıcı bir hayır işlemiş olayım diye düşündüm…” dedi.
Bu gönlü zengin fakire dediler ki:
“–Efendi, burası pâdişah hayratıdır. Bunun için çalıştığını alacaksın. Sen burada bedenen çalış, fakat hakkını da al ve dilediğin yere ver!..”
VELİ BAYEZİD HAN CAMİDE HIZIR’I YAKALADI
Sultan Bâyezîd Han, kendi adıyla anılan bu meşhur câmi-i şerîfin inşaatında, sık sık gelip bizzat bedenen de çalışırdı. Bu çalışmaları sırasında bir gün, ustalardan birinin duvarı gayet süratle örüp yükseltmesi dikkatini çekti. Alâkayla bakınca, şâirin:
“Ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil” ifadesi vechile, onun Hızır -aleyhisselâm- olduğunu anladı.
Hemen yanına varıp onu yakaladı ve elini sıkı sıkıya tuttuktan sonra:
“–Her namaz vaktinde bu câmiye uğrayacağına söz vermezsen, şimdi bağırır ve Hızır’ı yakaladığımı cümle âleme ilan ederim!..” dedi.
Hızır -aleyhisselâm-, özür beyan etti, işlerinin çokluğunu ileri sürerek, böyle bir külfetten affedilmesini diledi. Fakat Velî Bâyezîd, her namaz vaktinde uğramak iddiasını, günde bir defa uğramak şeklinde hafifleştirdiyse de, Hızır -aleyhisselâm-, buna da razı olmadı. Nihâyet, haftada bir kere uğramak şeklindeki talebini kabul etmesi üzerine Bâyezîd-i Velî, Hızır aleyhisselâm-’ı serbest bıraktı.
Bu menkıbe dolayısıyladır ki, asırlardan beri Bâyezîd Câmi-i Şerif'ine Hızır -aleyhisselâm-’ın haftada bir defa uğradığına inanılır. Hatta bu husustaki tevatüre göre de, Hızır -aleyhisselâm-, her uğrayışında namazını kırmızı kuşaklı minarenin civarında kılarmış.
BAYEZİD CAMİİ’NDE İLK NAMAZ
İbadete bir cuma günü açılan câmide, ilk namazı 2. Bâyezîd Han kıldırmıştır. Bu hâdiseyi de Evliya Çelebi şöyle anlatır:
“Câminin yapısı tamamlanmış olduktan sonra, bir cuma günü büyük bir merasimle ibadete açıldı. Bâyezîd-i Velî buyurdular ki:
«–Her kim, ömründe ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetini hiç terk etmemiş ise, şu mübarek vakitte o imam olsun!»
Derya misali cemaat içinden bir kişi çıkmayınca, Bâyezîd Han mecbur kalarak:
“–Elhamdülillâh! Savaşta ve barışta biz bu sünnetleri terk etmedik!..” dedi ve kendisi imam olup namazı kıldırdı.
Böylece 2. Bâyezîd Han, bu tarihî zühd ve takvâ sahnesini mecbûren sergilemiş oldu.
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
Günün Sözü :
"Gönül dergâhının tek menzili olan Rɑmɑzɑn Ayında bütün hanelere bolluk ve bereket, bütün gönüllere dua ve Allah'tan hikmet dilerim. Dualarınız kabul rɑmɑzɑn ayınız mübarek olsun."
İbrahim Birol, http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
27 Mayıs, 2017, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder