3 Mayıs 2017 Çarşamba





 

TURİZM BİR BAŞKA BAHARA MI KALDI?



GT_hakkinda-1

Merhaba Değerli Dostlarım,


Türkiye'deki Turizm yörelerimizin tanıtım yazılarıma biraz ara vermek zorundayım. 2017 senesi Turizm Sezonuna genel olarak baktığımızda, haberlerin hiçte iç açıcı olmadığını söyleye biliriz. Tek ümidimiz Avrupa'daki son dakika satışlarında,
Rus pazarından gelen  Turist sayılarında 2016 Nisan ayı satışlarına göre oldukça fazla bir artış gözlenmektedir.

Türkiye'nin Gelecekteki Turizm hedefleri, son günlerde dibe vurmuş durumda. Siyasi nedenlerden dolayı şu anki Turizm potansiyelimiz hangi aşamada olduğuna dair,  bazı sorulara cevaplar aramaya çalışalım.
Öyleyse, yapılacak şey bellidir.
Yapılacak şey, tehdit/uyarı değil, önlem almaktır.
Krizin derinliği ve ülkelere etkileri henüz kestirilemese de, bundan turizm sektörünün ilk ve en çok etkilenecek kesimi yatırımlar olacak.
Bu koşullarda kamu yönetiminin mevcut işletmelerin rekabet edebilirliğini sürdürmesini sağlayacak, yatırımların da durmasını önleyecek bir politika benimsenmeli ve ilan edilmelidir.
Turizmin 32 Sektöre  hitap etmiş olduğunu göz ardı etmemiz mümkün değil

Bu konuda Turizm Sektörünün değerli köşe yazarlarından Bülent Ecevit' in Turizm Gazetesindeki
" Umutlar 2020' ye Kaldı" başlıklı bir yazısını sizlerle paylaşıyorum.

Aşağıdaki yazıdan sonra Türk Turizmi hakkında ki düşüncelerimizi bir kere daha gözden geçirelim. Türk Turizminin tekrar eski günlerine kavuşması, eski bir turizm emekçisi olarak en büyük dileğim, sektörde çalışan Turizm personeline en büyük tavsiyem gelecek için umutlarını hiçbir zaman yitirmemeleri ve  karamsarlığa kapılmamaları olacaktır.


surdurulebilirturizmgorseli (1)Umutlar  2020'ye kaldı
Türkiye'nin bu yılki turizm umutları da son siyasi gelişmelerle yerini karamsarlığa bıraktığını söylersek yanlış olmaz sanırım.

Yıllarca sektöre hizmet veren personel bu yıl da iş bulamazsa başka işlere kayacak ve bir daha da geri dönmeleri imkansız hale gelecek.

Dünyanın en önemli turizm borsası olan Berlin'deki ITB' ye, büyük umutlarla olmasa da 'Bir umutla' gitmişti sektör temsilcileri. Türk siyasetçilerinin Avrupa ülkeleriyle ilişkilerin gergin olduğu döneme denk geldi. Turizm, herhangi bir gerginliği olumsuzluğu, kavgayı, terörü, savaşı kaldıracak sektör değil. En küçük bir gerginlik, olumsuzluk ve/veya terör gibi şiddet durumları, insanların tatil tercihlerini değiştirmesine neden olacağı elbette biliniyor.

ITB'DE HAYAL KIRIKLIĞI

Terör, mülteci, savaş gibi sorunların yanı sıra bir de referandum kampanyası nedeniyle oluşan siyasi gerginlik kimsenin de beklediği bir durum değildi. Aslında Almanya ile bir gerginlik başlamıştı ama iki ülkenin dışişleri bakanlarının görüşmesi ITB' nin açılış gününde yapılacak olması herkeste bir umuttu.

Ama olmadı ilişkilerin yumuşama sinyali kısa sürdü. Bu kriz veya gerginlik, adına ne dersek diyelim turizm sektörü açısından bunun hiç de sırası değildi. Tam rezervasyonların yapılacağı, bağlantıların kurulacağı, geçmişe dönük bazı kaygıların ve algıların silinip geleceğe doğru güzel şeylerin olacağı beklenilen bir dönemde meydana gelen olaylar, Türkiye için önemi büyük turizm sektörüne yeni ve beklenmeyen bir darbe oldu.

ANTALYA'DA OLAĞANÜSTÜ DURUM

Turizmdeki 2016 yılındaki olumsuzluk 2017'de de kendini gösterirse, gelecek yıl için turizmcilerin tanıtım bütçesi bile ayırmalarını imkansız hale getirecek. Bu durumda en büyük olumsuzluk istihdama yönelik oluyor. Yıllarca sektöre hizmet veren personel bu yılda iş bulamaz ise, başka işlere kayacak ve bir daha da geri dönmeleri imkansız hale gelecek.

Sorun sadece bu da değil. Antalya'da direkt olarak sektörde çalışan yaklaşık 300 bine yaklaşan turizm çalışanının en az yarısının işsiz kalması söz konusu. Geçen yıldan yaralı olan personelin ve kent esnafının bir krizi daha kaldıracak gücü kalmadı.

Turizmcisiyle esnafıyla bu yılki beklenti şöyleydi: 2016'dan daha kötü olmasın yeter. Tatilciler açısından bakarsak; Türkiye'de ailece tatil yapan Almanların fiyat ve kalite açısından oldukça memnun ve mutlu olduklarını biliyorduk. Ama bu beğeni ve ilgi bile krizler sonrası tatil tercihlerinin değişmesine neden olurken, gelecek yıllar içinde tekrar Türkiye tatiline gelmesini sağlamak oldukça zor olmayacak mı?
006_GelecekTurizmde_calismagrubu_03
SEKTÖR SESSİZ

Turizmcilerin ağzını bıçak açmıyordu Berlin'de... Biraz korku, biraz da elden bir şey gelmeyecek olması, turizmcilerin sessiz kalmasına neden oluyordu. Eskisi gibi stantlara uğrayanlar yok denecek kadar azdı. "Durum ne" diye sorduğumuzda şu karşılığı aldık; "Biz bize iyiyiz işte" Bu yanıtın biraz kinayeli olduğu normal değil mi? Turizmde eski günlere dönüşün ancak 2020 yılında mümkün olabileceği konuşuluyor.

Turizm kenti Antalya'nın milletvekili olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Almanya'da mevkidaşı ile görüşmesi, basına verilen sert yanıtlar, daha sonra Hollanda ile girilen siyasi polemik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özellikle 'Nazi' li çıkışları sektörün 2017 umutlarını söndürdü.

Yurtdışından Türkiye nasıl görünüyor? Türkiye'de yaşam tarzına müdahale edildiği algısı çok yüksek. Alman turistlerin 2017'de tatil yapmak istedikleri ülkeler içinde en yoğun ilgiyi Yunanistan görüyor. Mısır da Alman pazarına geri döndü. Ve Türkiye'nin, Almanya pazarında hızla kan kaybetmesi kaçınılmaz oluyor.

Türkiye'ye talebin yüzde 15 ekside. Her ne kadar tur operatörleri Türkiye için ekstra teşvikler sunmaya başlasa da bunun ne kadar 'artı' ya dönüştüreceği belli değil. Almanya'da yapılan 2017 tatil analizlerine göre bu sezon en popüler destinasyonlar: Yunanistan, İspanya ve Bulgaristan olarak sıralandı.

"Hiç umut yok mu" diye soracak olursak, var elbette; o da siyasi gerginliklerin bir şekilde sona ermesi ve ardından son dakika tatilcilerinin tercihlerini Türkiye'den yana kullanması.

Alıntı :  Turizm Gazetesi, köşe yazarı Bülent Ecevit

https://youtu.be/mTQ93Wpqwlg




Günün Sözü:

" Ülkenin Saygınlığı, Turizmin Yaygınlığı ile  Artar."

turizm ile ilgili sözler ile ilgili görsel sonucu
 
 
03 Mayıs, 2017, Antalya
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder