Merhaba Değerli Dostlar,
Kapı deyip geçmeyelim, her gün karşımıza yeni kapılar çıkar. Kolu çevirmeden arkasında ne olduğunu göremediğimiz. Tıpkı yaşantımız gibi; Göremediğimiz durumlar vardır, içine giripte bakmadıktan sonra. Burnumuzun dikine gidip, her öneriye kulak tıkadığımız, illa kendi gözlerimizle görmek istediğimiz durumlar. Kimi zaman hüsran, kimi zaman da sevinçlere boğuluruz bu yüzden, hep merak değil midir bizi araştırmaya ve yeniliğe iten.
Her kapı kendi sırrı ile girer yaşantımıza. Hepsinin kendine özgü hayatı ve öyküsü vardır.
"Umarım herkes doğru yaşama açılan kapısını bulur ve onu açıp içeri girer.
Aşağıda Belgin Eryavuz' un bir başka yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum
Önce Kendinizi Sevin ve sonra da Sevdiklerinizin değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
En iyi dileklerimle. Esen kalın..
~ İbrahim Birol ~
HAYAT KAPISI (1/2)
HAYAT KAPISI (1/2)
Hayatımızın içinde
ne çok yer tutuyor kapılar.
Ardındakine olan
merak bir yana, seçimlerimiz sırasında önümüze dikilen devasa engeller oluyor
bazen.
Ama hep
yaşantımızda kapılar.
Kimisi tarih kadar
eski; birikmiş anılarımızın tozlarına bulanmış çünkü.
Kimisi rengarenk
parlıyor adeta aç beni dercesine.
Üstelik bazılarında
anahtar üstünde. Üstünde ama biz görmüyoruz.
Yeter ki bunun
farkında olalım. Algılarımızı açık tutalım ve cesaretle o kapıyı açmasını
bilelim.
Bakın Hindistan
asıllı düşünür, konuşmacı ve yazar Jiddu Krishnamurti ne
diyor?
‘’İnsanın içinde
bütün dünya vardır. Eğer nasıl bakman ve öğrenmen gerektiğini bilirsen, kapı
orada ve anahtar elindedir. Yeryüzünde senden başka hiç kimse ne sana o anahtarı
verebilir ne de o kapıyı açabilir.’’
Ne kadar doğru
değil mi?
Kapılar hakkında
yazılacak, paylaşılacak o kadar çok satır var ki aklımda,
yüreğimde.
Ama önce bir öyküye
yer vermek istiyorum.
‘Çok eski
zamanlarda çok görkemli bir saray varmış. İşte o sarayın kralı bir gün, emri
altındakileri önemli bir görev için sınamak istemiş Bunun için etrafında ne
kadar güçlü ve akıllı adam varsa toplamış.
Onları daha önce
hiç görmedikleri kocaman bir kapının önüne getirmiş. Krallığındaki bu en büyük
ve en ağır kapıyı hangisinin açabileceğini sormuş.
Topluluktaki
adamlardan bir kısmı kapının azametini görür görmez korkmuş.
Denemeden açamayacaklarını söylemiş. Diğer bir kısmı kapıyı enine boyuna incelemiş,
ardından bu işin mümkün olamayacağını bildirmiş. Geri kalanlar ise akıllı pek
çok kişinin kapıyı açamadığını görünce, kendilerine şans tanımadan
vazgeçmiş.
O kocaman kalabalık
içinden sadece bir vezir kapının yanına giderek onu şöyle bir gözden geçirmiş.
Elleriyle yoklamış. Açmak için çeşitli yollar denemiş. En sonunda tüm kuvvetiyle
kapıya yüklenmiş. Sonunda o ağır kapıyı açmayı
başarmış.
Aslında kapı zaten
tam kapalı değilmiş. Biraz denemek, biraz kuvvet uygulamakla
açılacakmış.
Kapının açıldığını
gören kral memnun bir şekilde vezire yaklaşmış. Sadece gördüğüne ve işittiğine
bağlı kalmadan, kendi gücünü devreye soktuğu ve denemeyi göze aldığı için veziri
kutlamış. Saraydaki görevi de kendisine vermiş.’
Öykümüz böyle.
Kıssadan hisse hesabı hayatta hiçbir şey göründüğü gibi değil. Peki ama neden
kapıların çoğunu açamıyoruz dersiniz? (sorunun cevabı ve devamı
2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ 06.03.2017
Günün Sözü :
Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman, bilmem! Yeter ki o kapıda durmayı bil! Mevlana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder