Merhaba Gönül Dostlarım,
Bugün bir başka Belgin Eryavuz yazısı ile tekrar birlikteyiz. İlginç bir konu, bazılarımızın merakla takip ettiği ve öğrenmek istediği bu konuya daha detaylı bir açıklık getirmeye çalışacağız.
Küçüklük çağlarımızdan başlamak üzere ellerimizden birini daha fazla yorarız bunun da nedeni alışkanlığımız olan elimizden birini diğerine göre daha sık tercih etmemizden kaynaklanır. Bizim buradan sizlerin hangi el tercihini kullandığınızı bilmemiz tabi ki olanak dışı, fakat konuyu daha detaylı bir şekilde sizlerle birlikte paylaşmak istedim.
İnsanın büyümesi sırasında fark ettiği ilk özelliklerinden biri, el ve ayak kullanım tercihidir. Hepimiz küçüklüğümüzden beri sağlak veya solak olmamız konusunu en azından bir defa konuştuğumuzu hatırlarız. Hatta bazı okullarda veya dershanelerdeki sıralar sağlak ve solak olarak iki ayrı şekilde tasarlanmaktadır. Bu yazımızda, el tercihi ya da ellilik olarak bilinen bu konuya ve bunun evrimine değineceğiz.
Önce Kendinizi Sevin sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
Önce Kendinizi Sevin sonra da Sevdiklerinizin ve sahip olduklarınızın değerini bilin ki, Mutluluğunuz daim olsun...
En iyi dileklerimle. Esen kalın..
İbahim Birol
&&&&
EL DEYİP GEÇMEMEK GEREK
Hepimiz bize
bahşedilen bedeni ve aklı maharetle kullanmaya çalışıyoruz. Doğuştan bize
armağan olan özelliklerimizle tanışmamız zaman alsa da; bedenimizin her bir
parçasını sağlıklı tutmak, korumak ve geliştirmek için özen
gösteriyoruz.
Bunlardan bir
tanesi de ellerimiz. El deyip geçmemek gerek. İki elimiz var. Ama bir tanesini
daha ağırlıklı olarak kullanıyoruz.
Peki neden
dersiniz?
Çünkü uzmanlar
genetik olarak ve doğuştan itibaren beynimizin; belli bir elimizi kullanacak
şekilde özelleştiğini belirtiyor.
Yumulu ellerimizi
açık tutmaya başladığımız 3.aydan itibaren başlayan keşfimizde; 5.ayla beraber
ellerimizi kullanmaya başlıyoruz. Geçen zaman içinde de farkında olmadan bir
elimizi daha çok kullanıyoruz.
Kimimiz sağ elini
kimimiz ise sol elini kullanırken çok daha rahat. Görevleri yerine getirirken
gereken hızı ve düzeni onunla sağlıyor.
Dünya genelinde
elde edilen verilere göre; insanların yaklaşık yüzde70 gibi büyük bir kısmı
sağlak. Yani sağ elini kullanıyor.
Yaklaşık yüzde
10’nu solak. Yani tercihlerini sol elden yana yapmışlar. Ama hepsi bu kadarla
sınırlı değil.
Hem sağ hem de sol
elini karışık olarak kullanan, yani bizler gibi zorlanma yaşamadan değiştiren
insanların durumuna ‘Karışık ellilik’ deniyor. Sayıları solaklardan daha fazla.
Neredeyse yüzde 20 civarında. Farkındalıkla ve biraz da sabır ve denemeyle
öğrenilebilir bir durum olsa da; bir elin kullanımı yine de diğerinden daha ön
planda.
Bunun tam tersi,
iki elini beraber kullanırken kafa karışıklığı yaşayan, süratli ve düzenli
olamayan küçük bir grup var. Onlara ‘Ambilevöz’ deniyor.
Konumun ana kaynağı
ise son grupta. Onlar doğuştan itibaren her iki elini de AYNI ANDA, aynı başarı
ve hızlılıkta kullanan kişiler. ‘Çift elli - Ambidekster’ olarak anılıyor.
Sayıları oldukça az olan bu kişiler becerilerini sonradan öğrenmedikleri için,
her işte başarılı oluyor. Çoğu da dahi sınıfında
zaten.
Peki hiç
gözlemlediniz mi evcil hayvanlar, kedi ve köpekler nasıl davranıyor
acaba?
Ya da diğer
canlılar? Onların da bir tercihleri oluyor mu?
Yapılan bilimsel
araştırmalar; her canlının bir elini kullanmaya meyilli olduğunu göstermiş.
Ancak oranlar biz insanlar gibi dengesiz değil. Neredeyse yarı
yarıya.
Şimdi gelelim
elimizi yönlendiren ve el kaslarımıza hareket emrini veren beynimize.
Biliyoruz ki; iki
yarı küreden oluşan beynimizde bazı özellikler sağ, bazı özellikler sol yarı
kürede özelleşiyor. Yani bir anlamda aralarında iş bölümü yapılıyor. Bununla
alakalı olarak; beynimizin sol yarımküresi bedenimizin sağ yanını, sağ
yarımküresi ise sol yanını kontrol ediyor.
Beyin üzerinde
yapılan sayısız araştırma, pek çok teoriyi de gün yüzüne çıkarmış. Bu teoriler
dil ile el tercihi arasında belirli bir ilişki bulunduğunda hemfikir. Ancak
nedeni konusunda henüz kesin bir sonuca ulaşılabilmiş değil. Ve bu amaçla
incelemelere devam ediliyor. Beynin evrim araştırmaları sonuçlandığında daha net
bilgilere kavuşacağımız ise kesin. Ben her zaman ki gibi merakla bekliyor
olacağım.
Elimizde tam kesin
veriler olmamakla beraber; zeka konusunda solakların, sağlaklardan 1 puan önde
olduğu belirtiliyor.
Ama aramızda çok
daha özel olanlar var. Zeki, yaratıcı, çalışkan, sabırlı, disiplinli olan bu
kişiler birer deha. Üstelik hepsi AMBİDEKSTER.
Yaptıklarıyla,
bıraktıkları eserlerle, yaşadıkları dönem içinde verdikleri mücadele ve
çalışmalarla hep hatırlanıyorlar.
Onlar kim
mi?
İtalyan Leonardo Da
Vinci ilk sırada. Rönesans döneminin bu önemli filozofu, astronomu, mimarı,
mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı,
botanisti, jeoloğu, hazerfanı tam bir ambidekster.
Aynı anda her iki
eli ile hızlı bir şekilde yazı yazabiliyor. Veya bir eli ile teknik çizimler
yaparken, diğer eli ile resim üstünde gerekli yerlere yazı yazabiliyor.
Sağ eli ile
yazdıkları, aynı anda kullandığı sol eli ile yazılmış metnin aynadaki bir
yansıması. Dolayısıyla bir metni ve tersini yazma ve okuma yeteneğine ‘Da Vinci’
ismi verilmiş.
Diğer bir
ambidekster 20. yüzyıl yaşamını icatlarıyla renklendiren Amerikalı mucit ve iş
adamı Thomas Alva Edison.
Bir başka ünlü deha
ve ambidekster, eserleriyle 20. yüzyıla damgasını vuran İspanyol ressam ve
heykeltıraş Pablo Picasso.
19. yüzyılın en
büyük bilim adamlarından bir tanesi olan İngiliz fizikçi ve kimyacı Michael
Faraday’ı unutmak olmaz elbette.
Son olarak Rusya’da
Leonardo da Vinci’nin yeteneklerine benzer özellikleri olan Viktor Tkaçenko’dan
söz etmek isterim. Halen Sibirya’da yaşayan 57 yaşındaki Tkaçenko, aynı anda her
iki eliyle da yazabiliyor. Son derece hızlı yazmasına rağmen yazısı düzenli ve
anlaşılır. Buradaki ilginç nokta ise bu yeteneğinden ancak yıllar sonra; Da
Vinci’nin benzersiz yetenekleriyle ilgili bir yazıyı okuyunca fark etmiş
olması.
Kim bilir belki
bizim aramızda da böylesi güzel yeteneklere sahip kişiler vardır. Beyin
kıvrımlarını sonuna kadar zorlayan, yeteneklerinin farkında olan, onları
geliştirmek için çabalayan herkese selam olsun.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ, 28.06.2017
Kaynaklar: http://www.evrimagaci.org.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder