Bu bölümümüzde sizlerle ”Duruma Göre Davranmak” konulu bir yazıyı paylaşmak i stiyorum. Bilgi paylaştıkça değer kazanıyor sözünden yola çıkarak, kurumlarda en önemli eksikliğin paylaşım yetersizliği olduğu bilinmektedir. Şirketlerde, bilgi birikimi sahibi kişiler olmasına rağmen, birikimin sadece beyinlerde kaldığı gözlenmektedir. Önümüzdeki dönemlerde bu bilgi sahibi kişilerden yararlana bilmenin yolları nelerdir, bunların araştırılıp, bir an önce bu birikimlerin hayata geçirilmesi gerektiği inancındayım. (ilk yayınlanma tarihi 15.05.2006)
“Bilgisayarın hafızasında bir sürü bilgi vardır ama,
açıp kullanmaya başlarsan işe yarar”
kaçınılmaz değildir. Çevremizde çok sayıda örnekler görmemiz yada kendimizi zaman, zaman
bu savaşların orta yerinde bulmamız bunları doğal kabul etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Diğer bir ifadeyle, işyeri savaşlarının gazileri( yada kurbanları) olmayı kaderin bir oyunu yada tanrının takdiri olarak görmemek gerekir. Savaşlar önlene bilir ve organizasyonlarda mutlu, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürdürülebilir.
Organizasyonlarda barış
içinde yaşamanın temel koşulu barışa inanmak ve barışı istemektir. Bu şüphesiz
tek taraflı bir olgu değildir, tek yanlı barış olmaz. Savaşlar gibi barışlar da
en az iki tarafın varlığını gerektirir. Savaşlar savaşı sürdürerek kazanılmaz,
savaşlar barış anlaşmaları ile sınırlandırılırsa kazanca dönüşür. Kalıcı barış
ise her iki tarafında kazandığına inandığı bir barıştır.
Barışı
istemek, ne pahasına olursa olsun çatışmadan kaçmak değildir. Kendine güvenerek
benliğine saygı duyarak ve aynı şeyleri karşı taraf içinde isteyerek açık ve
dürüst iletişime girmektir. Kalıcı barışın yolu, eğilmeden ezilmeden
isteklerini ortaya koymak ve haklarını isterken, aynı şekilde, karşıdakinin istek
beklentilerini dinlemek, anlamak ve gereğini yapmaktan geçer. Bu süreç hiçbir
şekilde kabalığı, küstahlığı, baskı ve zorlamayı, karşıdakini aşağılamayı, kin,
nefret öfke gibi duyguların yaşanmasını da gerektirmez.
Çatışmacı durumlar ortamlar ortaya çıktığında, savaş rüzgarları esmeğe başladığında yada gerçek bir işyeri savaşı yaşanmağa başladığında en doğru davranış tüm iletişim kanallarını açarak sakin, soğukkanlı ve sabırlı bir yaklaşımla dikkatli bir durum değerlendirmesi yapmaktır. Böyle bir değerlendirme büyük olasılıkla üç farklı durum ortaya koyacaktır. Bu farklı durumların niteliklerini anlamak ve olası sonuçlarını öngörmek zor durumlarla baş etmeyi ve çözüm üretmeyi kolaylaştıra - caktır.
Birinci Durum :Sorunların sizden kaynaklandığı ve çözümün de tümüyle sizin kontrolünüzde olduğu durumdur. Dürüst bir değerlendirme yaptığınızda yada dostlarınızla konuştuğunuzda sorunun kaynağının kişisel yetersizlikleriniz ve davranışlarınız olduğunu keşfederseniz, yapmanız gereken bunları gidermek ya da değiştirmek için karar vermek ve eyleme geçmektir.
İkinci Durum : Sorunun
yakın çevrenizden ve etkileme alanınızdan kaynaklanmasıdır. İş arkadaş-larınızın, size bağlı çalışanların yada yöneticilerinizin
yetersizlikleri ve davranışları sorunun kaynağını oluşturabilir. Bu durumda
yapılması gereken akıl yoluyla ve açık iletişimle onları etkilemek ve
değiştirmektir. Bir başkasını değiştirmek eğer o kişi istemiyorsa mümkün
değildir. Akılcı yaklaşım, burada o kişiyi değişime ikna temek için gerekli
olmaktadır.
İnsanlar, kendileri için
anlamlı ve yararlı olduğunu keşfederlerse değişirler. Önemli olan değişimin
anlamını ve yararlarını o kişiye kanıtlayabilmektir.
Üçüncü Durum: ise
olayların tümüyle kontrol ve etkileme alanı dışındaki nedenlerden
kaynaklanmasıdır. Burada durumu değiştirmek için yapılabilecek hemen hiçbir şey
yoktur.
Karar vermek veya akıllıca
davranmak bir çözüm üretmeyecektir. Büyük olasılıkla, sabır ve soğukkanlılıkla
durumu kabullenmek ve beklemekten başka bir çare bulunmamaktadır. Şüphesiz,öngörülü davranıp,
Böyle bir durum ortaya çıkmadan önce bilgi
edinmek ve gereken önlemleri almak sorunu ortadan kaldırmasa bile, size zarar
vermesini önleyebilir yada zararı azaltabilir. Bir İngiliz Atasözünde olduğu
gibi “
Kötü Hava Yoktur, uygun olmayan giysi vardır” “ Yağmura, soğuğa karşı
önlemini alan ve uygun giysileri olan bir kişi hava koşullarından
etkilenmeyecektir. Böyle durumlarda bazen
Sorunun çözümünü zamana
bırakmakta önerilebilir. Tepkilerin zamanla yumuşaması, taşların yerine
oturması, toz, duman yatıştıktan sonra durumun daha net anlaşılması çözümü
kolaylaştıracaktır. İlk tepkileri genellikle sert ve duygusal olan çoğu insan
daha sonra çoğu kez pişmanlık duymaktadır.
Özet ve sonuç olarak, iş
ortamlarında huzurlu ve güvenli yaşam arzu edenler ve bunun için çaba harcamaya
hazır olanlar için temel öneri, karşılaşılan durumların kaynağını, niteliğini
ve olası sonuçlarını dikkatli bir şekilde değerlendirmek ve duruma en uygun davranış
biçimini seçmek, diğer bir ifadeyle “ Duruma Göre Davranmaktır”
İbrahim Birol
01.04.2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder