1 Nisan 2016 Cuma

DURUMA GÖRE DAVRANMAK












toplu insan fotoğrafları ile ilgili görsel sonucu








Merhaba Gönül Dostlarım,



Bu bölümümüzde sizlerle ”Duruma Göre Davranmak” konulu bir yazıyı paylaşmak i stiyorum. Bilgi paylaştıkça değer  kazanıyor sözünden  yola çıkarak, kurumlarda en önemli eksikliğin paylaşım yetersizliği olduğu bilinmektedir. Şirketlerde, bilgi birikimi sahibi kişiler olmasına rağmen, birikimin sadece beyinlerde kaldığı gözlenmektedir. Önümüzdeki dönemlerde bu bilgi sahibi  kişilerden yararlana bilmenin yolları nelerdir, bunların araştırılıp, bir an önce bu birikimlerin hayata geçirilmesi  gerektiği inancındayım. (ilk yayınlanma tarihi 15.05.2006)


“Bilgisayarın hafızasında bir sürü bilgi vardır ama, açıp kullanmaya başlarsan işe yarar”


Organizasyonlarda bölümler, birimler ve bireyler arasında yaşanan soğuk yada sıcak savaşlar
kaçınılmaz değildir. Çevremizde çok sayıda örnekler görmemiz yada kendimizi zaman, zaman
bu savaşların orta yerinde bulmamız bunları doğal kabul etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Diğer bir ifadeyle, işyeri savaşlarının gazileri( yada kurbanları) olmayı kaderin bir oyunu yada tanrının takdiri olarak görmemek gerekir. Savaşlar önlene bilir ve organizasyonlarda mutlu, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürdürülebilir.


Organizasyonlarda barış içinde yaşamanın temel koşulu barışa inanmak ve barışı istemektir. Bu şüphesiz tek taraflı bir olgu değildir, tek yanlı barış olmaz. Savaşlar gibi barışlar da en az iki tarafın varlığını gerektirir. Savaşlar savaşı sürdürerek kazanılmaz, savaşlar barış anlaşmaları ile sınırlandırılırsa kazanca dönüşür. Kalıcı barış ise her iki tarafında kazandığına inandığı bir barıştır.


Barışı istemek, ne pahasına olursa olsun çatışmadan kaçmak değildir. Kendine güvenerek benliğine saygı duyarak ve aynı şeyleri karşı taraf içinde isteyerek açık ve dürüst iletişime girmektir. Kalıcı barışın yolu, eğilmeden ezilmeden isteklerini ortaya koymak ve haklarını isterken, aynı şekilde, karşıdakinin istek beklentilerini dinlemek, anlamak ve gereğini yapmaktan geçer. Bu süreç hiçbir şekilde kabalığı, küstahlığı, baskı ve zorlamayı, karşıdakini aşağılamayı, kin, nefret öfke gibi duyguların yaşanmasını da gerektirmez.

Çatışmacı durumlar ortamlar ortaya çıktığında, savaş rüzgarları esmeğe başladığında yada  gerçek bir işyeri savaşı yaşanmağa başladığında en doğru davranış tüm iletişim kanallarını açarak sakin, soğukkanlı ve sabırlı bir yaklaşımla dikkatli bir durum değerlendirmesi yapmaktır. Böyle bir değerlendirme büyük olasılıkla üç farklı durum ortaya koyacaktır. Bu farklı durumların niteliklerini anlamak ve olası sonuçlarını öngörmek zor durumlarla baş etmeyi ve çözüm üretmeyi kolaylaştıra - caktır.

Birinci Durum :Sorunların sizden kaynaklandığı ve çözümün de tümüyle sizin kontrolünüzde olduğu durumdur. Dürüst bir değerlendirme yaptığınızda yada dostlarınızla konuştuğunuzda sorunun kaynağının kişisel yetersizlikleriniz ve davranışlarınız olduğunu keşfederseniz, yapmanız gereken bunları gidermek ya da değiştirmek için karar vermek ve eyleme geçmektir.
 Açıkçası, savaşın nedenlerini ortadan kaldırmak ve barışı sağlamak sizin elinizdedir.


genç insanlar ile ilgili görsel sonucuİkinci Durum : Sorunun yakın çevrenizden ve etkileme alanınızdan kaynaklanmasıdır. İş arkadaş-larınızın, size bağlı çalışanların yada yöneticilerinizin yetersizlikleri ve davranışları sorunun kaynağını oluşturabilir. Bu durumda yapılması gereken akıl yoluyla ve açık iletişimle onları etkilemek ve değiştirmektir. Bir başkasını değiştirmek eğer o kişi istemiyorsa mümkün değildir. Akılcı yaklaşım, burada o kişiyi değişime ikna temek için gerekli olmaktadır.
İnsanlar, kendileri için anlamlı ve yararlı olduğunu keşfederlerse değişirler. Önemli olan değişimin anlamını ve yararlarını o kişiye kanıtlayabilmektir.


Üçüncü Durum: ise olayların tümüyle kontrol ve etkileme alanı dışındaki nedenlerden kaynaklanmasıdır. Burada durumu değiştirmek için yapılabilecek hemen hiçbir şey yoktur.
Karar vermek veya akıllıca davranmak bir çözüm üretmeyecektir. Büyük olasılıkla, sabır ve soğukkanlılıkla durumu kabullenmek ve beklemekten başka bir çare bulunmamaktadır. Şüphesiz,
öngörülü davranıp,


 Böyle bir durum ortaya çıkmadan önce bilgi edinmek ve gereken önlemleri almak sorunu ortadan kaldırmasa bile, size zarar vermesini önleyebilir yada zararı azaltabilir. Bir İngiliz Atasözünde olduğu gibi “ Kötü Hava Yoktur, uygun olmayan giysi vardır” “ Yağmura, soğuğa karşı önlemini alan ve uygun giysileri olan bir kişi hava koşullarından etkilenmeyecektir. Böyle durumlarda bazen
toplu insan fotoğrafları ile ilgili görsel sonucuSorunun çözümünü zamana bırakmakta önerilebilir. Tepkilerin zamanla yumuşaması, taşların yerine oturması, toz, duman yatıştıktan sonra durumun daha net anlaşılması çözümü kolaylaştıracaktır. İlk tepkileri genellikle sert ve duygusal olan çoğu insan daha sonra çoğu kez pişmanlık duymaktadır.


Özet ve sonuç olarak, iş ortamlarında huzurlu ve güvenli yaşam arzu edenler ve bunun için çaba harcamaya hazır olanlar için temel öneri, karşılaşılan durumların kaynağını, niteliğini ve olası sonuçlarını dikkatli bir şekilde değerlendirmek ve duruma en uygun davranış biçimini seçmek, diğer bir ifadeyle “ Duruma Göre Davranmaktır”


 Kaynak :Prof. Dr. İsmet S. Barutçugil

 Günün Sözü : " Yapmayı öğrenmek zorunda olduğumuz her şeyi, yaparak
 öğreniriz. " Aristo

İbrahim Birol
01.04.2016, Antalya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder