28 Nisan 2016 Perşembe

SİHİRLİ KEMAN





öyküler ile ilgili görsel sonucu

SİHİRLİ KEMAN


Çok değerli Dostlar,
 
Bloğumuzla ilgili sizlere bazı bilgileri zaman zaman aktarmağa çalışıyorum. Bloğumuz bir çok farklı ülkelerde bulunan dostlarım tarafından görüntüleniyor ve beğeniliyor. Başta Türkiye olmak üzere, İsviçre , Polonya, Amerika, Almanya, Birleşik  Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve hatta zaman zaman Çin ve Tanzanya dan dostlarımız oluyor. Bunları nereden bilebildiğimi merak ederseniz, Bloğun kendi bünyesinde bulunan istatistikler bölümü ön izleme, kitle kayıtlarından hangi ülkeler tarafından ve ne kadar görüntülendiğini görebilmek mümkün. Bunları sizlere ön bir bilgi olarak aktarmış olayım.

Dünyanın hangi ülkesinden olursa olsun, Bloğumdaki sayfalarımızın   görüntülenmiş ve beğeniliyor olması beni son derece mutlu ediyor, ne kadar fazla kitlelere ulaşa bilirsek verilen bilgiler o kadar fazla değer kazanacaktır.
Tüm dostlarıma en derin sevgi ve selamlarımı yolluyorum, iyi ki varsınız ve var olmağa devam edin. En iyi dileklerimle. Esen kalın.

Bazen ön yargılarımızla hareket ederiz. Kişileri tanımadan bazen dış görünüşlerine veya bazen hareketlerine bakarak bireyler hakkında yanlış veya peşin hükümler verebiliriz. Oysa bu kişilerin iç dünyalarında nasıl bir kişiliğe sahip oldukları konusunda çoğu zaman yanılgıya düşeriz, onları gelecek zamanda daha yakından tanımağa başladığımızda ve kişiler hakkında daha fazla bilgi edindiğimizde, ne kadar yanıldığımızı  bir kez daha hatırladığımızda, mahcubiyet duygusunu içimizde hissederiz. Bu hikayemizde de aynı şeylerin gerçekleştiğine şahit oluyoruz.


Çok eskiden, genç bir kadın, kocasını ve küçük yaştaki oğlunu terk ederek ortalıktan kaybolmuş, bir daha da ortalıkta görünmemişti. Kocası bir müddet sonra yeniden evlenmiş, çocuk da üvey anne eline düşmüştü. Vakti gelince çocuk okula başladı. Ama derslerinde hiç başarı göstermiyordu. Yaşıtları arasında en başarısızı o idi. Çocuk derslerini başaramadıkça baba ve üvey annesi tarafından aşağılanıyor, ara sıra da tartaklanıyordu. Çocuk böyle aşağılandıkça daha başarısız oluyor, başarısız oldukça da aşağılanıyordu. Bu durumda işin içinden çıkması mümkün değildi. Adı bir defa "aptala çıkmıştı.
Sonuçta beklenen oldu. Baba çocuğu okuldan aldı, bir ustanın yanına çırak olarak verdi. Fakat çocuk bu çıraklığında da bir varlık gösteremedi. Eli hiçbir işe yakışmıyordu. Sakarlığı, kırıp dökücülüğü çok göze batıyordu. Ailesi tarafından olduğu kadar çevresi tarafından da itilip kakılıyordu. 
İşte bu haldeki çocuğa; bir gün, yıllar önce kendisini ortada bırakıp kaçan annesinden bir mektup geldi beraberinde bir paketle. Anne, mektubunda; oğlunu çok özlediğini, hiçbir zaman aklından çıkarmadığını, kaderin kendisini öyle davranmaya ittiğini yazıyor ve bir çeşit özür diliyordu. Gönderdiği paketin içinden de bir keman çıkmıştı. Çocuk gerek mektup gerekse keman için çok sevinmişti. Annesi tarafından unutulmamış olması onu son derece mutlu etmişti.
keman resmi ile ilgili görsel sonucuBu başarısız çocuk, kısa zamanda kemanı çalmayı öğrendi. Hatta o kadar güzel keman çalmaya başladı ki herkes şaşırıp kaldı. Bu derece kabiliyetsiz, eli bir işe yakışmayan çocuk nasıl böylesine ustaca keman çalabilirdi? Başta, babası ve üvey annesi olmak üzere, hemen herkes gelen kemanın sihirli olduğuna inanmaya başladı. Başka türlüsü akıllarına sığmıyordu. Çocuk da giderek keman çalmada daha da ustalaşıyor, adeta kemanı konuşturuyordu. Hemen herkeste bu işin nasıl olduğunu, gizemini araştırıp öğrenme hevesi uyandı. 

Yakındaki bir kentte yaşayan bir bilgeye, çocuğun öyküsünü anlatıp, onun nasıl da bilinen yeteneksizliğine rağmen kusursuz keman çalabildiğini, kemanda bir sır olup olmadığını sordular. Yaşlı bilge şu açıklamada bulundu:
- Kemanda sandığınız gibi bir sır yoktur. Çocuk da sanıldığı gibi doğuştan kabiliyetsiz değildir. Ama başlangıçta annesi tarafından unutulduğunu sanarak okulda ve iş yaşamında bir varlık gösterememiştir. Unutulmak çok kötü bir şeydir. Bütün kabiliyetleri körletir. Ama neden sonra çocuk annesi tarafından unutulmadığını, sevildiğini öğrenince içinde var olan kabiliyetler yeşermiştir. Sizin üzerine bunca yorumlar, yakıştırmalar yaptığınız olay bu kadar basittir.
Kaynak: Kısa Hikaye Arşivi, Ekim 01, 2014

 Günün Sözü:* Kimi vakit sönen hayat ateşimiz rüzgar gibi bir başkası tarafından körüklenerek alevlenir. Ve her birimiz bu ateşi tekrar canlandıran dostlarımıza en içten teşekkürlerimizi borçluyuz. Albert Schweitzer

İbrahim Birol  http://ibrahimbirol.blogspot.com.tr/
Nisan 28, 2016 Antalya
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder