Yöneticilerin en sık yaptıkları 5 hata ve bunlardan kaçınma yolları
Merhaba Değerli Dostlarım,
" Sihirli sözcük Motivasyon" olarak yayınladığımız
yazımızın sizler tarafından büyük bir ilgi ve beğeni ile okunmuş olduğunu, bir
çok mesai arkadaşımdan E-mail aracılığı ile bana gelen olumlu geri bildirimlerden
ve Face Book taki beğenilerden anlaşılmaktadır. "Gerçek Dostlar "olarak sizlerin bilgisine sunduğum bu yazılarıma
, göstermiş olduğunuz yakın alakalarınız için, bir kez daha çok teşekkürlerimi
arz ederim.
Bu yazımda sizlere, biri tarafından yönetilmenin sebep olduğu beş ayrı olgudan ve yöneticilik kademesine
geçildiğinde bunların üstesinden gelme yollarından, iş hayatında yaşanmış bazı olaylardan örnekler vererek, bahsetmeğe çalışacağım. İlk yayın tarihi 11/08/2006
İyi bir hafta başı dileklerimle, esen kalın,
Yöneticiler genelde astlarının hatalarını düzeltirler. Bazılarıysa bunu özellikle ofis ortamında herkesin önünde yapar. Zaten uyarıyı ve düzeltmeyi yapan üstünüz olunca bu durumda gidip özür dilemekten başka şansınız da kalmaz. Bu durumda da ast olan bir gün üst kademeye geldiğinde asla çalışanlarına böyle davranamayacağını söyler.
1.Olay- (A)
Rağbet gören bir kafede servis elemanı olarak çalışıyor, Patronu işle ilgili
olmadığı taktirde çalışanların asla birbirleriyle konuşmasına izin vermiyor ve
personel kendi arasında konuştuğunda da herkesin önünde onları azarlıyor. Patron
daha da ileri giderek, güvenlik bahanesiyle oraya buraya kameralar
yerleştiriyor. (A) ve arkadaşları her maaş döneminde maaşlarını almadan önce
yaptıkları hatalarla ilgili patronlarından uzun bir nutuk dinlemek durumunda
kalıyorlar. Üstelik yaptıkları hiçbir olumlu şey için patronları onları
övmüyor.
Tahmin edeceğiniz üzere bu iş
yerinde personel değişimi son derece yüksek.
Burada kötü şekilde
kullanılan yönetim prensibi nedir? Aslında çok var, ama en önemlisi;
“Çalışanlarınıza insan gibi
davranın ve onları sadece iş gücü olarak görmeyin” İş hayatı ile
iş dışı hayat birbirinden
ayrılamaz. Her nerede olursa olsun ikisi de aynı insandır. Yöneticiolarak insanı bütün olarak işe alısınız, sadece iş saatleri boyunca zihni sizin olmaz. Aslında onları başta işe almanızın ana sebebi bütün kişiliğidir. İnsanların önleri açık tutulursa yapabilecekleri şeyler oldukça şaşırtıcı olabilir.
2.Olay-(B)
Yoğun bir hastanede acemi ama nitelikli bir fizyoterapist olarak çalışıyor.
Yöneticileri kendisinde üç meslektaşı ile birlikte nöbetlerinin nasıl
ayarlanması gerektiğini aralarında konuşmalarını ve sonucu müdüre
bildirmelerini istiyor. ( B) ve arkadaşları aldıkları karardan öyle memnun
oluyorlar, çünkü kendi özel durumlarına ve ihtiyaçlarına göre nöbet listesini
hazırlayabiliyorlar. Yeni Nöbet çizelgesi uygulamaya geçmeden bir gün önce
nöbet çizelgesi önerilerinin
dikkate alınmadığını öğreniyorlar. Dahası müdürün belirlediği yeni çizelge hiç birisinin ihtiyaçlarına
göre çıkmıyor. Müdürün bu kararı ekipte moral çöküntüsü yaratıyor ve yönetime güvensizlik
oluşuyor. Gelecekte yönetimden gelen bu tür tekliflere asla inanmıyorlar.
” İnsanlara kendi işlerini
yönetmeleri için sorumluluk verin” prensibi yönetim biliminin ana prensiplerindendir.
Burada uygulanması gereken budur. Açıktır ki müdür bu öneriyi getirmiş ama
sorumluluğu çok çabuk geri almıştır. İnsanları işe bağlayan önemli unsurlardan
biri “sorumluluk”
tur. Beklenen performansa
ilişkin kriterler baştan belirlendiğinde bu beklentileri nasıl gerçekleşti-recekleri konusunda insanlara sorumluluk verilmelidir.
3.Olay-(C) “
Sorumluluk” çok ileriye götürülebilir mi? Çok esnek ve rahat bir patronla çalışan
(C)’nin müdürü çalışanlarına kendilerini yönetmeleri konusunda sınırsız
özgürlük veriyor. Örneğin, insanlar fazla mesai yaptıklarında onlara fazla
mesai ödemesi yerine çalışma saatlerinde aynı zamanı izin olarak kullanma hakkı
veriyor. Ancak (C)’nin çalışma arkadaşlarından birisi, sistemi kötü kullanmaya
başlıyor ve iş zamanlarında kendi özel işlerini halledip fazla mesaiye kalarak
işini yapıyor ve karşılığında da izin kullanıyor. (C) buna kızıyor ve
arkadaşının bu sistemi kullanış biçimi onu rahatsız ediyor. (C )’nin müdürü
bunu engellemek için ne yapmalıdır?
Böyle bir sistemin çalışması
için en başta her şeyi açıkça belirlemek gerekir. Örneğin, böyle bir sistem için
baştan çalışanlarınıza şu soruyu sorun; ”Eğer arkadaşlarınızdan birisi sistemi
kötüye kullanmaya kalkışılırsa sonucu ne olur ve bu durumda ne yapmamız
gerekir?” Bu yaklaşımla yönetici halen ”sorumluluk” ilkesini uygulamış olur ve
çalışanların hem kendisinin hem de birbirlerinin sorumluluğunu almalarını
sağlar.
4.Olay-( D)
Kendi işlerini kendi yapma ayrıcalığına sahip çok nitelikli bir grubun 10
senedir üyesidir. Bu insanlar işlerini, iş yapma özgürlüklerini ve yüklendikleri
sorumlulukları seviyorlar. Son derece istekli bir şekilde işlerini yapıyorlar. Yönetimden saygı
görüyorlar. Müdürleri “Sorumluluk” ilkesini son derece iyi uyguluyor. Ama bir
noktada bir hata yapıyor. İşin doğası gereği ve ekibin tecrübeleri sebebiyle
yönetim yeni işe girenlerin eğitimi görevini bu ekibin müdürüne veriyor.
Müdürleri fırsatı kaçırmayıp yeni işe girenlere işin en ilginç ve önemli
kısmını veriyor. Eski ekibin motivasyonu kırılıyor ve yarısından fazlası istifa
ediyor. Bu yetenekli ekibin sorunu neydi? Müdürleri” Büyüme ve Gelişme fırsatı”
ilkesini çiğniyor. Bir insan ne kadar uzun süredir aynı işi yaparsa yapsın her
zaman bilgi, beceri uzmanlığını geliştirmek için yeni fırsatlar arar. Her zaman
yeni uğraşlar ister. Müdürleri bu prensibi sadece yeni işe girenlere uygulamış
ve eski ekibi unutmuştur.
5.Olay- Şimdi yine bir kafi örneği ile son maddeyi
açıklayalım ( E ) bir kafide çalışan beş kişiden birisidir. Tüm bahşişler her
mesai sonunda eşit olarak paylaşılıyor. Çalışanlar sırayla bahşişi sayıp
aralarında dağıtıyorlar. Bazen aralarında bazılarını rahatsız eden hatalar
yapılıyor.
Bu hataları düzeltmek yerine,
yönetim hesaplama ve dağıtım sorumluluğunu üzerine alıyor.Aniden bahşişler düşüyor. Burada yönetimin hatası nedir? Bahşişler müşterilerin iyi hizmet aldıklarında yaptıkları bir takdirdir. Bazı ülkelerde bahşiş hizmet ücretinin bir parçasıdır.
Ancak yine de bu alınan
hizmetin iyi veya kötü olmasına bağlıdır.” Başarının Takdir Edilmesi”
Çalışanı motive eden önemli
bir itici güçtür. Bu çalışanlardan alınırsa, çalışanlar sadece belirli bir
standartta işlerini yaparlar.Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gideceğinin hiçbir önemi yoktur.
Lewis Carroll
İbrahim Birol
11/04/2016, Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder